Kuşkusuz, ekonomide birinci öncelikli konu, "enflasyonun aşağıya çekilmesi." Nitekim, dün Mardin'de iş insanlarına hitap eden Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin konuşmasının önemli bir bölümü enflasyonla mücadeleye ayrılmıştı. Bakan, enflasyonun güncel ve geçici nedenlerini sıraladıktan sonra, hükümet olarak şimdiye kadar aldıkları önlemleri, hatta bütçe imkânlarını nasıl zorladıklarını da uzun uzun anlattı.
Gel gör ki...
Belirli mal ve hizmet gruplarındaki sistematik tırmanışın, kur kaynaklı, enerji ve emtia fiyatları bağlantılı anlaşılabilir gerekçeleri kadar, yapısal ve sorunlu yönleri de söz konusu.
Kaldı ki...
Vatandaşın mutfağına doğrudan tesir eden ürün kalemlerinde neredeyse kesintisiz hal alan fiyat hareketlerinin, siyasal sonuç üretmeye dair kasti boyutu, komplo teorisini de aştı, üzerinde özel olarak durmayı gerektiren aşamaya vardı!
Tabii bir de "yapışkan enflasyon" meselesi var. Teoride öyledir. Yukarı yönlü fiyat artışları "hızlı" gelişirken, aşağı yönlü fiyat hareketleri görece daha "yavaş" olur.
Maliyeti TL olan sektörler bile, kur artışı kaynaklı maliyet baskısı yaşayan sektörlerdeki fiyatlama davranışını benimsemeye başlar. Ki şu an Türkiye'de bunun belirgin örneklerini yaşamaktayız.
Enflasyon yapışkanlığı, firmalar açısından bir tür savunma veya korunma mekanizması gibi kurgulansa da bünyesinde "fırsatçılığı, spekülatif unsurları, piyasa dedikodusunu" da barındırır. Yani fiyat seviyesi, izah edilebilir çizgiden fena şekilde savrulur. İşte bu yüzdendir ki enflasyondaki düşüş takvimi yaz aylarını da aşarak yılsonuna kadar yayılmakta. Evet baz etkisi, mevsimsellik gibi faktörlerle de enflasyon düşüşe geçecek. Ama ürün arzının artışı, vergi indirimleri, kur istikrarı, etkili piyasa denetimleri, aksak ve eksik rekabetle mücadele iradesi de enflasyon direncini çoktan kırmalıydı!
***
Öte yandan...
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, dar ve sabit gelirlilerin hem satın alma gücünü yükseltme hem de en çok tükettikleri temel ürünlerin fiyatlarını dengeleme yolunda müthiş çabasına tanık oluyoruz. Lakin aynı iradeyi ve bürokratlardan beklenen beceriyi sahada göremiyoruz. Örneğin, Ramazan boyunca hatta bayramı da kapsayacak şekilde et fiyatlarında piyasaya göre yüzde 20 civarında indirim açıklanıyor. Vatandaş ucuz et satılacağı söylenen marketlere gittiğinde bırakın indirimli ürünü, kasap fiyatları ile karşılaşıyor. Esasen, anlık karar ve seri uygulama gerektiren pek çok alanda kamu kurumları, Cumhurbaşkanı'nın hızına uyum sağlayamıyor veya doğru düzgün bir plan program açıklayamıyor. Sadece, temennilerini paylaşıyorlar. Haliyle Cumhurbaşkanı, bir soruna müdahale ettiğini ve çözdüğünü düşünürken, piyasada çoğu kez istim arkadan geliyor. Elbette, bizim kanaatkâr insanımız, Külliye'deki samimiyeti ve iyi niyeti görerek ilk etapta açıklananlarla yetiniyor ve uygulamadaki aksaklığı bir süre tolare edebiliyor. Ama muhalefet ve muhalif odaklar bu aradaki boşluğu kolaylıkla istismara yöneliyor. Vatandaş lehine kararlar arzu edilen şekilde ve süratte halka yansımayınca yani "yapılıyormuş gibi zaman kazanılmaya çalışıldıkça" esasen siyasi sermayeden yenilmiş oluyor.
Demem o ki...
Enflasyon, kesinlikle kontrol altına alınarak aşağıya çekilecek. Bunu destekleyen iç ve dış gelişmeler ve netice vereceği bilinen önlemler mevcut. Mühim olan, biteviye fiyat artışı olgusunun kırılması, algının iyileştirilmesi ve bu yıl belli ölçüde açılacak olan fırsat penceresinin iyi kullanılması. Dikkatler, bir an olsun fiyatlar genel seviyesinden ayrılmamalı!