Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın, önceki gün Trabzon'daki konuşmasında işaret ettiği bir detay, "kamuoyu ve iletişim" konusunu yeniden düşünmek gerektiğini ortaya koydu.
Son dönemde, merkez medyaya yönelen negatif kampanyaya karşın, eski düzenin yılmaz savunucularının hâlâ zinde olduğu, ayrıca sosyal medya aktörleriyle işbirliği içinde organize işler de çevirebildiği ortaya çıktı.
Konvansiyonel medya yapısı yani yazılı, görsel ve sözlü medya organlarına yönelik muhtelif yorum ve eleştirilerin içeriği bir yana klasik medyanın etkinliği ve sürdürülebilirliği de bir diğer bahis. Dijitalleşmenin uç sınırlarda seyrettiği bugünkü ortamda, medyada nicelik ve nitelik tartışması da devam etmekte. Lakin sosyal medyanın yaygınlığı, kitleleri manipüle edebilme gücü ve içerik üretmeden üretilmiş içerikleri eğip bükerek sunma esnekliği, "yeni gerçeklik" diye bir kavramla yüzleşmemizi sağladı.
Bilinen medya organları, kurumsal kimliği, künyesi, çerçevelendiği hukuk alanı ile -her şeye rağmen- açık, şeffaf, muhatabına erişilebilir ve hesap verebilir konumda.
Oysa...
Sosyal medya aktörleri ve gerektiğinde onlarla paslaşma içindeki gazeteci sıfatlı misyonerlerin kamuoyu oluşumu ve/veya yönlendirilmesi üzerindeki etkisi hiç de yabana atılacak gibi değil.
Neticede, medyada herkese, her keseye ve her görüşe hitap edebilen yayın organları var. Dileyen, dilediğini alır okur ya da ekranını açıp kapatabilir. Bu kadar basit.
Buna karşın...
Sosyal medyada kimliğini saklayabilen eşkaller ile bunların ürettiği sanal malzemeleri merkez medyada gündem yapabilme kabiliyetindeki kimi gazeteciler, nasıl bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu ibretle hatırlatıyor.
Örneğin, güney illerimizden birinde, takma adla sosyal medya hesabı açan şahıs, rahatlıkla itibar suikastı düzenleyip, izini kaybettirebiliyor. -Veya düne kadar kaybettirebiliyordu!-
Bu takıntılı tiplerin; iddia, dedikodu, manipülasyonları ise "sosyal medyada da konuşuluyor" referansı ile ekranlara çıkartılan eski usul "gazeteciler!" tarafından rahatlıkla yayılabiliyor. Ve medyada yoğunlaşma tezlerine rağmen, son derece bilinçli, iyi yetiştirilmiş ve şekillendirilmiş bu vitrin isimler (!) objektiflik kılıfı altında kolaylıkla hedef kitlelerini konsolide edebiliyor. Zaten kendisi gibi düşünmeye meyilli kalabalıkları da yine kendi gerçeklikleri etrafında bileyebiliyorlar.
Netice olarak...
Kamuoyu oluşumu ve kamuoyu yönetimi her dönem masaya yatırılır. Bu dönemi farklı kılan husus, sözde azınlıkta kalan fikirler veya temsilcilerinin, medyadaki çoğunluk algısına karşın işlerini gayet ustaca sahneleyebildikleridir. Çoğunluğun etki gücü çoğu zaman yanılsama, azınlığın manipüle etme gücü ise gerçekliktir!