Latince bir söz var, "Festina lente!" "Yavaşça acele et" anlamına geliyor. Yavaş yavaş Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na gelmeyi hedefleyen bir siyasi aktörün, cevaplamakta acele etmesi gereken sorular giderek büyüyor. Ve hiçbir kamu yöneticisinin sırtında taşıyamayacağı bir kambur olarak ağırlığı da artıyor. 3 aydır ortalıkta dolaşan, SABAH Gazetesi'nin de dikkat çekmesi ile gündem haline gelen iddialar dizisi hafife alınacak cinsten değil. Millete, "Sözüm senettir" demesi gereken bir siyasi, sahte ticari senedi tahsil etmeye çalışırken içine düştüğü çelişkiler yumağından çıkamıyor.
Şunu özellikle belirtelim...
Seçim sath-ı mailinde muhtelif adaylara dair onlarca iddia ileri sürülür. Bunlar içinde belgesi olanlar ciddiye alınır. Ve kamuoyu da ikna edilmeyi bekler. CHP'nin, açık İP, örtülü HDP desteği ile başkentte belediye başkanlığına aday gösterdiği Mansur Yavaş'ın, altında kaldığı sorulardan "mağduriyet yaratmasının" ihtimal dahilinde olduğu hepimizin malumu. Yani, Yavaş ve taraftarları, seçmenin duygularını manipüle etmeyi ne kadar öngörüyorsa, masanın karşı tarafındaki iddia sahipleri de en az onlar kadar bu detayı öngörüyor. Yani, akıl oyunu oynanmıyor.
2016'da ABD'deki başkanlık seçimlerinde Trump ve Clinton hakkında öne sürülen iddiaları alt alta yazsak bir gazete sayfasını doldurur. Yani, dünyanın her yerinde halkın oyuna talip olanlar, siyasi-ticari-ahlaki bagajı olmadığını ispat etmek, seçmenin desteğini kazanmak için açık ve cesur davranmak zorundadır. Mansur Yavaş bağlamında soru işaretlerini gidermesini talep etmek de siyasetin evrensel ilke ve kurallarının doğal sonucudur.