Sandık yarışına dair her şey netleşmiş gibi şimdi de seçim sonrasına ilişkin ekonomik spekülasyonlar piyasaya sürüldü.
Oysa...
Seçimlerin sonucu ne olursa olsun hükümet için "ekonomi" önceliği devam edeceği gibi bir dizi "yapısal reform" da devreye girecek. Birileri günü kurtarmakla ve dedikodu ile meşgul oladursun, ülkenin kaderinden sorumlu olanlar geleceğe dair ciddi çalışmalar içinde...
Kuşkusuz, meydanların sıcaklığı nedeni ile seçmenin anlık sıkıntılarının yönetimi ve yarınlara güvenle bakmasını sağlayacak mesajlar ağır basmakta. Böylesi bir ortamda köklü değişimleri içeren hazırlıkların anlatılmasını beklemek zaten gerçekçi olmaz. Nitekim oldukça ses getirecek tedbirler yılın ikinci yarısına takvimlendiriliyor.
Vergi sisteminde anlamlı değişiklikleri,
Bankacılık sektörüne ve kredilere yönelik kararlı adımları,
Merkez Bankası'nın politika araçlarını kullanmadaki bağımsızlığını pekiştirecek duruşu,
Yargıya güveni pekiştirecek kararları,
Dezenflasyon sürecini destekleyecek hamleleri,
Piyasa ekonomisinde rekabet aksaklığı bulunan alanlara dönük reçeteleri,
İstihdam piyasasını hareketlendirecek yenilikçi yaklaşımları 2019 yılı içinde yaşayıp göreceğiz.