AK PARTİ KURULUŞ YILDÖNÜMÜ TOPLANTISINDAN İZLENİMLER
Büyük dönüşümler, büyük sınamalardan başarıyla geçtiğinizde mümkün oluyor. Yeni bir dünya kurulurken Türkiye'nin yerini alması da bugünkü büyük sınavı geçmesini gerektiriyor. Evet, başka hayallerimiz vardı ve bu tür şokları yaşamak istemezdik. Ama baş edecek gücümüz de tecrübemiz de var.
Dün, SETA'nın düzenlediği "Kuruluşundan Bugüne AK Parti Sempozyumu"nu izledik. SETA Başkanı Serhat Albayrak ev sahibiydi. SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, AK Parti'nin 17 yıllık öyküsünü akademik mükemmellikle özetledi.
Tabii tüm dikkatler, Başkan Tayyip Erdoğan'ın üzerindeydi. "Liderlik işte böyle bir şey" dedirten dengeli, gerçekçi, yer yer duygusal ama özgüven dolu bir konuşma yaptı. "AK Parti, nevzuhur bir parti değildir. AK Parti'yi milletimiz kurmuştur. Milletimizin tarihi, AK Parti'nin tarihidir!" sözlerinin altını çizerek, hemen herkesin kafasını meşgul eden "kur atağı" konusuna değinelim.
***
Siz, meseleyi sadece bir
"Papazdan ibaret" sanıyorsanız. Yani,
"Ver papazı, kurtul" diye bakıyorsanız,
gerçekten yanılıyorsunuz. Başkan Erdoğan'ın
da işaret ettiği gibi
"Türkiye'nin üstüne bodoslama gelen" bir kaba kuvvet söz konusu. ABD Başkanı
Trump, suni üretilmiş Papaz krizi yüzünden, stratejik
ortağı Türkiye'yi kaybetme çizgisine sürüklenirken,
ABD'nin İsrail Büyükelçiliği'ni Kudüs'e naklettiren
derin irade, bir plan dahilinde adım adım ilerliyor. Bir başka ifadeyle papaz sorunu çözülse bile ABD'deki kaotik yönetim Türkiye'yi ve liderini hedef alan hatta finansal açıdan baskılamayı amaçlayan hamleleri yedekte tutuyor. -Ki bildiklerimiz de var!- İşte bu nedenle Başkan Erdoğan'ın, kararlı duruşu ve net çıkışı, buzdağının görünen yüzünü değil altını gösteriyor!
Erdoğan'ın, AK Parti Sempozyumu'ndaki değerlendirmelerini haber sütunlarında okuyacaksınız. Okudukça... Öyle inanıyorum ki
"Söz konusu olan vatan ise gerisi teferruattır" noktasına varacaksınız.
"Vatan toprağı ne ise milli para da odur" sözünün, hakiki manasını bulduğu bu ortamda, bilhassa
yurtdışındaki varlıkların Türkiye'ye kazandırılması
büyük önem taşıyor. Korkmak, üretimi ertelemek,
yatırımdan kaçmak, döviz spekülatörlerine teslim
olmak bize göre değil.
Hazine ve Maliye Bakanı
Berat Albayrak'ın dediği gibi,
"Elini uzatana elimizi uzatacağız ama yumruğunu sıkana yanağımızı dönmeyeceğiz!" Ve kazanacağız!
Son söz...
Büyük sorunları, büyük milletler, büyük liderlikle çözer!