Ülkenin öncelikli gündemi haline gelen "darbe planı dizisi", bir yerlerde yedeklenen spekülatif bilgi ve belgelerle yeni gerilimlere gebe. TSK'nın dış tehdide dayalı senaryolarına birdenbire iktidarı tasfiye içeriği kazandırılabilmesi başlı başına mesele.
Esasen, Başbakan Erdoğan ve AK Parti kadrolarının yıllar öncesinden duyduğu vahim iddia ve hazırlıklar bugün eğilip bükülerek de olsa kamuoyuna mal oluyor. Çok ama çok eskiden bilançosu çıkarılan müdahale planlarının faturası şimdi kesiliyor. İsmi Balyoz olsun veya olmasın, demokrasiyi kesintiye uğratabilecek detaylara giren -varsa- askeri ve yarı askeri unsurları bilmek herkesin hakkı. Zira o planlar bu kez siyasi ve sivil vicdani terazide de tartılıyor, bir başka hesaplaşmaya dönüşüyor.
Gelinen noktada... TSK'nın yıpratılması riski ile bazı mensuplarının bilinçaltına işlenen misyonu arasına sıkışıp kalan haberlerden en sansasyonel olanını da mı beklemek gerekiyor?
Acaba, Mart 2003'teki plan seminerinin sınırlarını geçip, demokrasi sınırlarına tecavüz eden egzersizler, sürpriz ses kayıtlarını bünyesinde mi barındırıyor? Hiç umulmadık seviyedeki isimlerin, bugün esefle karşılanan planlara ilişkin yorumları hâlâ bir yerlerden servis edilmeyi mi bekliyor?
Kısaca, askeri-sivil fay hattı kırıldı mı bundan istifade edecek çok sayıda iç ve dış bağlantılı
atak şaşırtıcı olmayacaktır!