Kamuda dönüşüm her zaman sancılıdır. Yerleşik kalıpların kırılması, çağın gerekleriyle uyumlu yönetsel yapılar kurulması doğal olarak birilerini rahatsız eder. Kuşkusuz değişimin bir bedeli vardır. Ancak değişim, olumlu yönde ise gelişim olarak tanımlanabilir. Devlet idaresinde yeni mimari tasarlayanlar, eğer kendilerinden başka her şeyin değişmesini istiyorsa bir yerde hata yapılıyor demektir. Bunun son dönemdeki tipik uygulama alanı, "denetim"dir.
Bir süredir, farklı kamu kurumlarındaki müfettiş, kontrolörler veya denetçilerle ilgili yasa tasarıları hazırlanıyor. Başlangıçtaki hareket noktasında, "Bu kadar müfettişe rağmen yolsuzluk önlenemiyor" tezi bulunuyor. İleri noktasında ise "Denetimin konsolidasyonu" fikri yer alıyor. Aslında doğru sayılabilecek bu varsayımlar kabul edilebilir çözümleri içermedi mi sistem kilitleniyor. Şu anda gümrüklerde olduğu gibi. Halen Gümrük Müsteşarlığı bünyesinde müfettişler ve kontrolörler denetim yapıyor.
Hazırlanan bir yasa değişikliği ile 144 gümrük kontrolörünün kadrosu donduruluyor, boşalan kadrolara atama yapılmaması öngörülüyor ve tasfiye süreci başlatılıyor. 300 milyar dolarlık dış ticaret hacmi ise 108 müfettişin insan üstü gayretine bırakılıyor. Oysa bürokratik şövenizm aşılabilse gümrüklerin etkin, etik ve kanuni işlemesi için müfettiş, kontrolör ayrımı yapılmaksızın aynı hedefe bakan uzman denetim ekibi biraraya gelebilir. Kendi küçük dünyalarını değil, ülkenin büyük çıkarlarını düşünebilir.