Ekrem İmamoğlu, ilçe belediye başkan adaylarının açıklanmasını bile beklemeden İBB adaylığını ilan etti. Telaşlı...
Zira İBB Başkanlığı, İmamoğlu için ulaşmaya hedeflediği nihai kariyerde olmazsa olmaz bir basamak.
Eğer bir kez daha seçilemezse 2028'de CHP'nin başına geçip ana muhalefet lideri olarak cumhurbaşkanı adaylığına sıçrama hayali suya düşecek.
Kazanırsa da tüm enerjisini, Özgür Özel'den emaneti kırıp dökmeden almaya harcayacak. Parti içi mücadele önceliği olacak. Neticede bir siyasi karakter olan Özel'in kolay lokma olup olmadığı da meçhul.
Yani en iyi ihtimalle İstanbul yine rölantide çalışacak.
AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi için başkan adayı ise Murat Kurum oldu. Kurum'un Türkiye'yi değil İstanbul'u yönetmeye talip bir aday olması şansını artırıyor.
***
İSRAİL'İN ABD'DEKİ ÖRÜMCEĞİ EPSTEİN
Bizde nedense pek üzerinde durulmuyor ama ABD, kız çocuklarına yönelik cinsel istismar, pedofili ve fuhuş ağı oluşturmakla suçlanan ve hapishanede ölü bulunan ABD'li milyarder Jeffrey Epstein'in fuhuş ağından ifşa olan yeni isimlerle çalkalanıyor.
Epstein'in, karısı Ghislaine Maxwell'le birlikte kurduğu tuzağa yakalanan ABD başkanlarının, üst düzey askeri ve sivil bürokratların, işadamlarının, oyuncuların, Avrupalı prenslerin adları havada uçuşuyor.
Trump'ın ekibi gerçekten büyük iş çıkardı.
Epstein'in pedofili havucuyla tuzağa çektiği isimlerse, "Hamas teröristleri İsrailli sivillere saldırırken ABD'nin gündemi bu olamaz" diyorlar.
Başka ne diyebilirler ki?
Ünlü dolandırıcı ve casus Robert Maxwell'in sosyetik kızı Ghislaine'le evlendirilen Epstein, profesyonel bir "muhabbet tellalı". Ve elbette bu koca örümcek ağını tek başına örmedi. ABD basınında, arkasında Mossad'ın olduğuna dair her gün ciddi iddialar çıkıyor.
ABD'nin İsrail'e gönüllü olarak şımarık çocuk muamelesi yaptığını düşünmüyorsunuz ya.
***
HARVARD HARVARD OLALI...
Harvard Üniversitesi Rektörü Claudine Gay, okulda Filistin'e destek eylemlerine izin verdiği için akademide eşi benzeri görülmemiş bir linç kampanyasına tabi tutuldu.
Okulun ünlü mezunları, siyasiler peşi sıra Gay'i hedef gösteren açıklamalar yaptılar. Tabii ki anında "intihal" iddiaları devreye girdi.
Gay sonunda aşağıdaki satırları kaleme aldığı bir mektup yazarak bu tartışmalarla okula zarar vermemek için istifa ettiğini duyurdu:
"Nefretle mücadeleye ve akademik titizliğe bağlılığıma şüphe düşürülmesi üzücü oldu. Bu kararı kolay almadım. Aslında, kelimelerle anlatılamayacak kadar zor oldu."
Mutlaka zordur. Ancak faşizmin yeniden tırmanışa geçtiği bu dönemde özgürlüklerin yanında durarak tarihe geçti bile.
Bilimsel özgürlüğün, ifade hürriyetinin ve evrensel değerlerin yılmaz savunucusu diye nam yapan üniversite tarihine kapkara bir leke düşürdü.
***
GEÇİNİZ, HEPİNİZ ORADAYDINIZ
Riyad'daki şovun aktörleri, kriz sonrası oluşan hava tersine dönünce nihayet olanı biteni anlatmaya karar verdiler. Tabii ki mağdur yine kendileri.
Oysa TFF, birileri "İstiklal Marşı'mızı okumadılar, Atatürk'ü anmamıza izin vermediler" yalanlarıyla kamuoyunu galeyana getirmeye çalışırken gerçekleri açıklayamaz mıydı mesela?
Peki, bugün çıkıp "Olayın Cumhurbaşkanı'mızla alakası yok" diyen kulüp başkanları bu bilgiyi ateş harlanırken neden söyleme ihtiyacı hissetmediler sizce?
Öyle ya, cesaret edip konuşsalardı şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan'a izahat mektupları yazıp, "Aramızı açmaya çalışıyorlar efendim" demek zorunda kalmazlardı.
Bu arada basından öğrendiğim kadarıyla Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, cuma akşamı katıldığı bir televizyon programında şunları söylemiş:
"Melih Altınok'un 'Ali Bey artık CHP'nin başına geçmenizin zamanı gelmedi mi?' yazısı üzerine Ali Koç, 'Benim siyasetle uzaktan yakından alakam yok. Belediye encümeni bile olursam suratıma tükürün dedim. Hep aynı mesajlar. Bir yerden düğmeye basıyorlar. Niye derdiniz var Fenerbahçe ve Ali Koç ile' dedi." (Cumhuriyet)
Hayat bu. Bugün kızsa da bakarsınız zamanla kendisine tavsiyem aklına yatar. Derelerden dolanmayı bırakıp açıkça siyasete girer.
Ve o unutsa bile birileri çıkar bu sözlerini illaki hatırlatır.
Ne demişler, büyük lokma ye büyük konuşma.