Ekrem İmamoğlu dün ceketini çıkardı, gömleğinin kollarını sıvadı ve İstanbul belediye başkanı adaylığını açıkladı.
Ama 5 yıl önce olduğu gibi yine İstanbul için soyunmadı. "Türkiye laiktir laik kalacak" sloganlarıyla inleyen salonda adeta 2028 adaylığını ilan etti.
Toplantıdan önce "Adaylarımızı Ekrem İmamoğlu belirlemiyor" diyen Özgür Özel, söylenildiği gibi emanetçi mi? Genel Başkan seçildiği partiyi ve cumhurbaşkanlığı adaylığını İmamoğlu'na altın tepsi içinde sunup ikinci, üçüncü adamlığa razı olur mu?
Bu sorular partide çıkacak olası krizlerin habercisi olsa da kesin olan, İmamoğlu seçilirse İstanbul'un bir dönem daha belediye başkansız kalacağı.
Başarırsa, geçen 5 senede kayda değer bir icraatta bulunmadan kentin cebinden yediği gibi, yine 2028 hedefine kilitlenip belediyecilik değil siyaset yapacak.
Muhtemelen de İstanbul'a daha az uğrayacak.
Bu seçimde CHP'ye yeni genel başkan ya da cumhurbaşkanı adayını belirlemiyoruz; İstanbul'u ciddiye alacak, belediyeciliği küçümsemeyecek bir başkan seçiyoruz.
Akıldan çıkarmamak lazım.
***
KATİL OLAY YERİNE DÖNDÜ
İsrail Başbakanı Netanyahu, 25 Eylül'de BM Genel Kurulu'ndaki konuşmasında Hindistan'dan Avrupa'ya uzanacak ve ülkesinden geçmesi planlanan yeni ekonomik koridordan ve Riyad ile normalleşme anlaşmasından bahsetmişti.
Kürsüden Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Mısır, Sudan ve Ürdün'ün yeşil renge boyandığı "Yeni Ortadoğu" başlıklı bir harita göstermişti. Haritada, işgal altındaki Doğu Kudüs, Batı Şeria ve abluka altındaki Gazze Şeridi de İsrail toprağı olarak gösteriliyordu.
Yaklaşık iki hafta sonra 7 Ekim'de, Netanyahu'nun haritasındaki ekonomik koridorun Akdeniz'e açıldığı noktada adeta kıyamet koptu. O gün bugündür bölge diken üstünde.
İsrail'in 7 Ekim'le ilgili verdiği abartılı ölü sayılarının gerçeği yansıtmadığına, ölenlerin çoğunun asker olduğuna ve sivillerin de İsrail askerleri tarafından kalkan olarak kullanıldığına dair ciddi iddialar var.
Hamas ise İsrail'in mağduriyeti abartmasından rahatsız değil
Herkes hikâyeyi satın almış görünse de İsrail'in binlerce sivili katlettiği soykırımına gerekçe gösterdiği 7 Ekim saldırısında gerçekte ne yaşandığı tam bir muamma.
İsrail Kanal 12 Televizyonu, İsrail ordusunun, üzerinden 90 gün geçtikten sonra, 7 Ekim'de yaşanan olayların sebeplerini araştırmaya karar verdiğini duyurdu.
Evet, katil olay yerine dönüyor. Bir hafta sonra Uluslararası Adalet Divanı'nda Gazze Katliamı'ndan dolayı sorguya çekilecek, delilleri karartmak için olmalı.
***
AYLA ALGAN ARAMIZDAN KOŞA KOŞA GEÇTİ
Ayla Algan dün 87 yaşında hayatını kaybetti.
Tiyatromuzun en çalışkan, çok yönlü simalarındandı. New York'taki Actor Studio'da sahne eğitimi aldı.
"Erkek Hamlet"imizdi.
Tiyatroyu aşan, kalıplara sığmayan gerçek bir entelektüeldi de. Yaratıcılığını yalnızca sahnede değil uzanabildiği her alanda konuşturdu. Besteler yaptı, şarkılar söyledi, filmlerde oynadı, öğrenciler yetiştirdi...
Onca kariyere, birikime rağmen hiçbir kompleksi yoktu. Sanat sevicilerin yerden yere vurduğu Kurtlar Vadisi dizisinde oynamaktan çekinmedi.
Kendisini birkaç yıl önce ATV Son Durak'ta konuk etmiştim. Yaşına rağmen olağanüstü coşkusuyla, dipdiri hafızasıyla, geleceğe dair heyecanla anlattığı planlarıyla hepimizi çok etkilemişti.
Soluk soluğa, dopdolu bir hayat yaşadı Aylan Algan.
Samimiyetle gülen yüzünü hep hatırlayacağız.
***
KORKUTMAYANA ÇOK KIZIYORLAR
Prof. Dr. Celal Şengör, İstanbul'da yakın dönemde bir deprem beklemediğini söyleyen Prof. Dr. Şener Üşümezsoy'a "Bu adama soru soran cahildir, bir tane ciddi yayını yok" diye sataşmış.
Üşümezsoy bildiğiniz üzere 30 yıldır "Büyük İstanbul depremi ha bugün ha yarın" diye korkutanlardan değil.
"İstanbul'da 7 ve üstü deprem olmayacak. Çünkü Marmara depremiyle ilgili malumatlar çürütüldü. Yegâne risk Kumburgaz çukurunda, orada da 6-6.5 arası deprem bekleniyor."
Bilimsel okumalarına göre ulaştığı farklı sonucu söylemekten de çekinmiyor.
Şengör, Yener Hoca'ya bir cevap vermek istiyorsa bilimini konuştursun, böyle hakaretle nereye kadar?
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Melih Altınok | Ekrem Bey, kolları sıvamakta biraz geç kalmadınız mı?