Moskova, haziran ayında bir türbinin onarılması için Kanada'ya gönderilmiş olmasını gerekçe göstererek AB ülkelerine gaz sevkiyatını yüzde 40 seviyesine düşürmüştü.
Geçtiğimiz gün de Gazprom'dan yapılan açıklamada "bakım nedeniyle" Kuzey Akım'dan gaz sevkiyatının 67 milyon tondan 33 milyon tona düşeceği açıklandı.
Zamanlaması manidar bakım çalışmalarının "siyasi" olduğunu söyleyen ve gazının yüzde 40'ını Rusya'dan alan AB panikte... Rusya'nın doğalgaz sevkiyatında tam kesinti yapabileceği endişesiyle depoları doldurmaya çalışıyorlar. Üye ülkelerden doğalgaz kullanımını yüzde 15 azaltmaları da isteniyor.
Yunanistan ve Çekya tasarruf tedbirlerine karşı şimdiden isyan bayrağını açtılar. "Mümkün değil" diyorlar.
Ne var ki sorun, Ukrayna'nın destek talebine "Kusura bakmayın" diyen Alman Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock'un tarif ettiği gibi ciddi:
"Gaz alamayınca Almanya olarak Ukrayna'ya hiçbir şekilde destek veremeyiz, çünkü o zaman halk ayaklanmalarıyla meşgul olacağız!"
Ukrayna'nın ardından AB'yi de Rusya'ya karşı kışkırtıp bumerang misali geri dönen ambargolara ikna eden Biden yönetimi ise havaya bakarak ıslık çalmaya devam ediyor.
***
Aklıma Trump'ın ta 11 Temmuz 2018'de, Almanya'nın Baltık Denizi'nde bir doğalgaz boru hattı için Rusya ile anlaşma yapması üzerine, sanki krizi görmüş gibi yaptığı uyarı geliyor:
"Almanya enerji için Rusya'ya yüksek düzeyde ödemeler yapıyor. Bu nedenle Almanya, Rusya'nın esiri!"
Trump'ın bu çıkışını paranoyakça bulan Moskova, "İnanmayın, Trump AB'ye kendi kaya gazını satmak için senaryo yazıyor" demişti.
Trump'ın çözüm için LNG ithalat terminali inşa edilmesi yönündeki baskılarını finansal nedenlerle reddeden Almanya ise "Almanya ne Rusya'nın ne de ABD'nin esiridir" diyerek en üst perdeden tepki göstermişti.
O dönem Trump'ın uyarısını komik bulup şakaya vuran, kıkırdayan Alman ve AB yetkililerinin bile olduğunu hatırlıyorum...
Muhtemelen Trump da şimdi onlara bir tarafıyla gülüyordur.
***
Peki yaklaşan kış öncesi krize siyasi bir çözüm yolu bulunabilir mi?
Kim bilir, Ukrayna krizinde bizim Biden'cı muhalefetin tavsiye ettiği gibi "taraf" olmak yerine denge politikası izleyen ve bu sayede tahıl koridoruna arabuluculuk eden Cumhurbaşkanı Erdoğan yeniden devreye girer...
Zira Türkiye dışında bu rolü üstlenecek pozisyonda olan başka bir ülke de yok.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz