Burç yorumcuları başlıktaki gibi bu kadar 2'nin yan yana gelmesinin hayra alamet olmadığı konusunda günlerdir uyarı yapıyorlardı...
Putin de tuttu, 22.02.2022'de üstelik de saat 02'ye dakikalar kala Ukrayna topraklarına askerlerini sürdü.
Tüm dünya televizyonlarının "Ve beklenen savaş başladı" diye duyurduğu bu gelişmenin ardından artık astrologlarımızın havasından geçilmez.
Şimdiden başladılar... Önümüzdeki günlerde 3. Dünya Savaşı göndermeleriyle dolu, seri halinde "Ben demiştim" yorumları dinleyeceğimize emin olabilirsiniz...
Bense hâlâ bu bölgelerin de Kırım gibi, tutanın elinde kalacağını, küresel bir askeri çatışmanın fitilini ateşlemeyeceğini düşünüyorum. Daha ağır ambargolar vs. şeklinde devam eder gider...
Peki ya Putin gerçekten de böyle simgesel bir mesaj vermeyi düşünmüş olabilir mi?
Ukrayna'ya askeri harekâttan saatler önce "özerk cumhuriyetlerin" tanınma kararını kameralar önünde imzalayan Putin'in, operasyonun bu tarihe "denk geldiğini" fark etmemesi zor.
Putin'in ilhaktan hallice hamlesini, ta Lenin'den başlayan ideolojik bir perspektifle gerekçelendirmesi de biraz mistisizme hayır demeyeceğini düşündürüyor.
Karizmatik liderlerin numerolojiye karşı kayıtsız kalmadıklarına dair de pek çok teori biliyoruz...
Yıllarca Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkışından 9 Eylül'de Yunan'ı denize dökmesine kadar bir dizi 9'lu tarihin "hikmetini" dinlemedik mi?
Sık sık rakamlar ve sayılara gönderme yapan MHP Lideri Devlet Bahçeli de dün 6'lı masa fotoğrafı veren muhalefeti ve 6 oklu CHP'yi 9'la tersyüz ediyordu:
"6 rakamına lütfen dikkat buyurunuz, bu rakamı ters çevirdiğimizde tabiatıyla 9 rakamı ortaya çıkar. Mesele bakmak değil, görmek, görüleni tüm berraklığıyla göstermektir..."
Tamam kabul, 22.02.2022 güzel tarih ama üzgünüm...
Çünkü eğer bir 3. Dünya Savaşı'ndan bahsedilecekse, çok önce, pandemiyle başladı bile.
Hatta hep birlikte zorlasak başlangıcına dair bol altılı bir tarih bile bulabiliriz.
666'lı önerilerinizi alayım.
***
SALİH TUNA'NIN AŞI OLUP OLMADIĞI KİMİ İLGİLENDİRİR?
Sabah yazarı Salih Tuna, dünkü "Ben geldim" başlıklı yazısında korona olduğunu ve nekahet döneminde telefonunu kapattığını söylüyordu.
Çünkü "Aşılarını olmuş muydun?" sorusuna hiçbir şekilde muhatap olmak istememiş.
"Olmadım" desem "Aşı olmayana ekmek bile vermeyin" kıvamındakiler, "Oldum" desem "Çip takacaklar" kıvamındaki aşı karşıtları gurur duyacaklardı diyor.
O da "Her iki kesimde de dostlarım var. Benim yüzümden duygularının depreşmesini istemem" diyerek sessizliği tercih etmiş.
İşi zor...
Ama yazdığına göre bu şahsi bir mesele değil ki Salih abi.
Bugünlerde tıbbın aşılar konusunda yol alabilmesi için, hastalığı ağır atlattığını söyleyen, "Kimse koronavirüs hastası olmaya heves etmesin. Hiç iyi bir şey değil. Olmaz olur mu, var öyle insanlar" tavsiyesinde bulunan Tuna gibi hastaların verilerine deli gibi ihtiyacı var.
Kaldı ki sen sıradan biri değilsin Salih abi... Kamuya mal olmuş, tanınmış, bilinen ünlü birisin.
Aşı durumunu açıkça söylemen, benim gibi aşı olmamışların ya da olmayı düşünenlerin ve hatta kim bilir, Cemil'in (Barlas) bile tercihlerini etkileyebilir.
Oy değil ki bu saklayasın..
Korona olan herkes senin gibi politik davranırsa, toplumda kafası karışık olanlar nasıl netleşecek?.. Tıp aşıların işe yarayıp yaramadığını nasıl ölçecek?
Evet, Salih Tuna'nın aşı olup olmadığı hepimizi ilgilendirir.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz