Tarkan'ın "Geççek" isimli şarkısı geçen gece Twitter'da politik gündemin ilk sırasına oturunca oturup dinledim.
Ve klibi, bebek taklidi yapan kadınları andıran antipatik "Geççek geççek" nakaratı her başladığında "bit'cek bit'cek" diye sabrederek bitirdim.
Üzgünüm, olmamış hocam...
Tarzım olmasanız da radyoda çalınsa kanal değiştirmeyeceğim parçalarınızın yanına bile yaklaşamıyor.
Gurbetçi rap'inden hallice "Geççek", Türkiye'de şu net kayıt işini nihayet çözen, bas müptelalarını da fark eden bir şarkıcı için vasatın da altında.
Keşke, gümbür gümbür vuran "Yolla Yolla"yı falan uyarlasaydınız.
Hislerinizin yoğunluğu, müzikaliteyi ikinci plana ittiyse... Söylediğiniz gibi amacınız, aşı kampanyalarının yüzü olarak desteklediğiniz pandemi yasaklarına, karamsarlığına karşı bir umut vermekse, bu mesaj da yerine ulaşmıyor.
Çünkü klipte açık havada bile "kuzu kuzu" maske takan karakterlerinizin "Hep köşeye sıkıştırmadı mı, daha önce de sanki sırtımızdan vurmadı mı" diye mırıldanırken DSÖ'yü falan kastettiklerini düşünmemiz için hiçbir sebep yok.
"Hepimize iyi gelecek bir şarkı yapmak istedim" diyerek izah ettiğiniz Geççek'e firari FETÖ'cü Hakan Şükür'den PKK muhiplerine kadar geniş bir yelpazenin eşlik etmesi de sakın sizi aldatmasın....
Zira siyasi temsilcilerinin yaratamadığı dalgayı şarkılarda bulmayı umut edecek kadar çaresiz kalan muhalif seçmenin önüne "ham çökelek"i de koysanız gider bugünlerde...
Kimsenin kalite falan aradığı yok.
Ne var ki seçim dönemi de şunun şurasında bir yıl sonra bit'cek...
Politik gündemin ömrü kelebek misali olsa da siz daha uzun yıllar şarkı söyleyeceksiniz.
Madem bir popstar olarak politik tartışmalarda taraf olma riskini göze aldınız, dillere düştünüz... Bari Uğur Işılak'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seçim şarkısı olarak uyarladığı "Dombra" gibi, muhaliflerin bile dinlerken ritim tuttuğu bir iş çıkarsaydınız ortaya.
Hiç olmazsa kulaklarımızın pası silinirdi.
Bakın Canan Kaftancıoğlu'nun bile "diline dolanmamış..."
***
ZAHMET ETMİŞSİNİZ GÜNERİ BEY
Milliyet yazarı Güneri Cıvaoğlu dün köşesini Pensilvanya'dan senatör adayı olan Mehmet Öz'e, nam-ı diğer Dr. Oz'a ayırmıştı.
Öz'ün gençlik fotoğrafları ve seçim afişleriyle doldurduğu köşesinde, Türk doktora "Türkiye'nin ajanı" denilerek "çamur atıldığını" kanıtlamaya çalışıyordu.
Cıvaoğlu'nun, Öz'ün "Türkiye'nin ajanı" olmadığına şahitlik ettiği yazısı ABD kamuoyunda ne etki yapar bilemiyorum...
Ama fazla uzatmışsınız, zahmet etmişsiniz üstat.
Oysa sadece Dr. Öz'ün "Gülen'e dokunulamaz. Darbeye karıştığına dair iddialar inandırıcı değil. O Pensilvanya'da kalmayı sürdürecek" şeklindeki açıklamasını verseniz yeterdi de artardı bile.
Öyle ya Güneri Bey...
CIA projesi olduğunu herkesin kabul ettiği FETÖ'yü bu denli açıktan savunan, cilalayan biri, Türkiye'nin ajanı olabilir mi?
***
HAFİFLETİCİ SEPET!
Kadıköy-Tavşantepe metrosunda geçtiğimiz kasım ayında kadınlara elinde bıçakla saldıran Emrah Yılmaz mahkemede "hafifletici sebeplerini" şöyle anlatmış:
"Metroda çalışan güvenlikler hakkında soruşturma açılmıştır. Güvenlikler görevinin gereğini yerine getirmemiştir. Ben bu hususların incelenmesini istiyorum."
Gel de Yiğit Özgür'ün "hafifletici sepetler" karikatürünü anma.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz