Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Bir popstar politik şarkı yapamaz mı?

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Elbette yapabilir...
Siyasi tavır almanın eksisini artısını hesapladıysa, razıysa, paşa gönlü bilir.
Tarkan'ın "Geççek" şarkısı üzerine başlayan tartışmaya da bu perspektiften yaklaşıyorum...
Hatta, yıllar boyu onca emek harcayarak yaptıkları kariyerlerini Twitter'da belediye sanatçılığına soyunarak çöpe atanları düşününce, Tarkan'ın muhalefete şarkı bestelemesini "dürüst" bir tavır olarak görüyorum.
Keşke, tepkiler üzerine geri adım atmasa, "Pandemiyi falan eleştirdim" diye sağa sola manevralar yapmasaydı...
Öyle ya, siyasi düşüncesini, hissettiklerini sanatıyla ifade edene kim ne diyebilir ki?
Bugüne kadar Selda Bağcan'ın, Zülfü Livaneli'nin sanatçılıklarıyla ilgili kim ne diyebilmiş mesela?
Tarkan da "Evet, şarkımda iktidarı eleştiriyorum" dese, insanlar "Eyvallah" der geçerdi.



En fazla benim gibi, "Şarkı olmamış" diye eleştirirlerdi.
Ne var ki megastarımız hem pastam dursun hem karnım doysun istiyor.
Her renge boyanayım ama renk vermeyeyim diyor.
Toplumun bir kesimine seçim müziği yapıp toplumun tüm kesimleri tarafından onaylanmayı, beğenilmeyi, pohpohlanmayı arzuluyor.
Üstelik de eleştirilmemeyi bekliyor...
Onun için de yalpalıyor.
Şarkısının, tavrının arkasında duramıyor.
Tabii ki popstarımızın tek motivasyonu yükselen popüler dalgadan faydalanmak değil.
Fazlasıyla farkındayız...
Bir tercihin ötesinde sürüklenme de söz konusu.
Zira muhalefet, Çar'ı devirdikten sonra "Kahrolsun partisiz yazarlar. Kahrolsun edebiyatın üstün insanları" diyerek sanatçılara çizdiği devrimci güzergâhla Rusya'yı "kültürel bir çöle" çeviren Lenin'in izinde.
Ülkenin sanatçılarına, suyun başını tuttukları kültür endüstrisinde tutunabilmeleri için mahalle baskısı yapıyorlar.
2023 seçimleri öncesi erken girdikleri devrim havasıyla "Şimdi değilse ne zaman" diyerek "alkışlarının" diyetini istiyorlar.
Tarkan gibi bir müzik değerinin seçime marş yetiştirme telaşına girip repertuvarına jilet atmasına bir de buradan bakınca daha anlayışlı oluyor insan.

***


HAYIR, BİZİ KOVİD DEĞİL SİZ DELİRTTİNİZ!
Sheffield Üniversitesi'nden bilim adamları, Kovid- 19'a yakalananlarda akıl sağlığının bozulma riskinin yüzde 60 daha fazla olduğunu ortaya koymuşlar...
Ulaştıkları veriler, akıl sağlığının bozulma riskinin Kovid-19 tedavisi için hastaneye kaldırılanlarda daha yüksek olduğuna işaret ediyormuş.
Ayrıca Kovid-19 bulaşmasının yanı sıra akıl sağlığı bozukluklarına tecrit ve sokağa çıkma kısıtlamaları gibi tedbirlerin de olumsuz etkileri olmuş.
Artık ellerinde Kovid- 19'un akıl sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine dair somut veriler olduğunu ilan eden araştırmacılar uyarı yapmayı da unutmamışlar:



"Kovid-19'u atlatanların akıl ve ruh sağlıklarıyla mücadele etmek, Kovid- 19 salgını sonrası öncelikli konular arasında olacaktır."
İyi de bu çalışma Kovid virüsünün akıl sağlığımız üzerindeki olumsuz etkilerini göstermiyor ki...
Anlaşıldığı üzere, bizzat pandemideki korku politikalarının toplumda bir kolektif delilik hali yarattığına işaret ediyor.
Günah keçisi ilan ettiğiniz virüse çamur atmayın.
"Ben yapmadım, Kovid yaptı" diye sıyıramazsınız.
Birazcık delirmiş olabiliriz ama bu aptal olduğumuz anlamına gelmez.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA