Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Mesele sadece otobüs değil sen hâlâ anlamadın mı arkadaş?

Ekrem Başkan çözüm olarak, yolcuların el atmasını, ittirmesini yasakladı ama yolda kalan otobüs salgını hız kesmeden devam ediyor.
Benim sözünü ettiğim otobüslerse başka.
Şehirlerarası yolcu taşıyan firmaların araçları arasında da bir kaza salgını var mesela. Her gün onlarca vatandaşımızın hayatını kaybettiği kazaların haberlerini okuyoruz.
Geçtiğimiz günlerde Eskişehir'den ünlü bir otobüs firmasıyla İstanbul'a gelen misafirlerimle bu konuyu tartışıyorduk.
Pandemide pek çok sektörde olduğu gibi şehirlerarası otobüs firmalarının standartlarının da yerlerde olduğunu anlatıyorlar.
Transit, ekspres seferlerde bile otobüslerin dolmuş gibi her ilçeye uğramasından, şoförlerin trafik kuralı ihlallerinden, muavinlerin kabalığından yakınıyorlar...

Mola yerlerindeki hengâmeyi
kâbus gibi tarif edip "Denetlenen sadece HES kodu gibi prosedürler ve maskeni nizami takıp takmadığın" diyorlar.
Evet, asıl meselemiz otobüs değil. Onlara bir şey olduğu da yok...
Ne olduysa olan pandemide bize olmuş.
HES kodun varsa, masken ağzındaysa, lokantanın masasına dezenfektan koyduysan, hangi kurala uyup uymadığın konu bile değil...
Pandemi koşulları dedikleri düşük yoğunluklu olağanüstü hal, saygısızın, sorumsuzun, işini savsaklayanın, tembelin, vurguncunun en gözde bahanesi.
Kimi zaman da Kılıçdaroğlu'nun nazik selamını "yürü" diyerek karşılayan Çorumlu kadının maskesini çekiştirerek "Çocuğumdan uzak dur" demesi gibi nefretin N95'i.
Profesyonelliği, mantığı geçtim, asgari nezaket ve güler yüz beklemek lüks artık...
Koronadan korunursak sanki bize havada, karada, denizde, trafikte ölüm yok gibi davranıyoruz.
Normalde nasıl yaşadığımızı unuttuğumuz için olabilir mi?

***


AŞISIZ KİME DENİR?
Tüm dünyada "koronadan öldü" diye kaydedilenlerin çoğunluğunun aşısızlar olduğu söyleniyor.
Ne var ki hekimlerden öğrendiğimize göre son aşısını da olmayan herkese "aşısız" diyorlar. Resmi kayıtlar böyle düzenleniyor.
Takipçilerimizden Caner İbrahimoğlu'nun şiir gibi tespiti, durumu çok güzel özetliyor:

"1 doz aşı oldu,
2. dozu olmadığı için öldü.
2 doz aşı oldu, 3. dozu olmadığı için öldü.
3 doz aşı oldu, 4. dozu olmadığı için öldü.
Film böyle devam eder gider!
Son dozu olmazsanız 'Aşısı tamamlanmamış' derler. Son dozu olup ölürseniz takdir- i ilahi."
Ama yine de coğrafya öğretmeni Şadan Yıldırım'ın "Aşı olanlar hafif ölüyormuş" uyarısını yabana atmamalıyız derim.

***


PKK ORMANLARI OTEL YAPTIRMAK İÇİN Mİ YAKIYOR OTEL YAPTIRMAMAK İÇİN Mİ?
Tunceli'deki orman yangınları devam ederken kentin namı diğer Komünist Başkanı'nın Euronews'e yaptığı şu açıklama, Twitter'da elden ele geziyordu:
"Burada oteller yapılmadığı, ranta açık olmadığı için kimse söndürmeye gelmiyor."
İyi de...

Ege sahilleri yanarken
de seferberlik halini görmezden gelip "Otel yapmak, ranta açmak için kimse söndürmeye gelmiyor" diyorlardı.
ANF'de Muğla ve bazı bölgelerdeki orman yangınlarını "Biz yaptık" diye üstlenen... Kazdağları tutuşmadan sadece birkaç gün önce Yeni Özgür Politika'da "yanar" diye tehditler savuran PKK da bir karar versin artık.
Bu ormanları orman yaptırmak için mi yakıyorlar, orman yaptırmamak için mi?
Sabotajları üstlenmenize rağmen hâlâ size toz kondurmamak için çırpınan "çevrecilerimizin", "ekolojist aktivistlerimizin", "doğa dostlarımızın" beynini yakmaya ne hakkınız var?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA