Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde KADEM'in online düzenlenen toplantısında şu uyarıyı yaptı:
"Bireyi bir isim veya numaradan ibaret gören dijitalleşmenin sonu faşizme çıkar. Dijital faşizme karşı hep birlikte mücadele etmeli, hep birlikte çözüm yolları aramalıyız."
Basında fazla üzerinde durulmasa da Cumhurbaşkanı'nın altını çizdiği tehlike yakın ve hayati. Ve kimi iletişim uzmanlarının, akademisyenlerin iddia ettiğinin aksine, işaret edilen sorun sosyal medyadaki nefret söylemi ya da İslam düşmanlığıyla alakalı değil. Bence onlar konuyu hiç anlamamışlar.
Karşı karşıya olduğumuz tehdit, hızla eski iletişim araçlarını ve yöntemlerini tasfiye eden sanal paralel hayatın ta kendisi. Eskinin yerini alan elektronik kamusal alandaki tekelin sorgulanamaz meşruiyeti.
Kimin hangi paylaşımda bulunacağına, ne söyleyeceğine ve neyi göreceğine ilan edilmemiş kıstaslarla, keyfi müdahalelerle karar vermeleri.
***
Pandemi ve ABD seçim sürecinde, bir devletin OHAL koşullarında bile ifade özgürlüğüne karşı uygulamayı göze alamayacağı sansürün, sosyal medya platformlarınca nasıl kullanıldığına şahit olduk.
Adamlar ABD Başkanı'nın demeçlerini, hatta gazetelerin Biden hakkındaki yolsuzluk haberlerini bile sansürlediler.
Twitter'da, Instagram'da, YouTube'da kullanıcıların pandemiyle ilgili DSÖ'nün onayını almamış görüşleri paylaşmaları kısıtlama nedeni. Sokağa çıkma yasaklarının ya da açık havada maskenin işlevini sorgulamak "sakıncalı" eylem. Üçer beşer piyasaya sürülen aşıların "bilimsel güvenilirliğini" merak etmek hesabınızın askıya alınması için yeterli.
Yarın sabah uyandığımızda neyin yasak olacağını Allah bilir.
***
Araştırmalar, şimdilik insanların yarısından fazlasının hâlâ haberi televizyon ve gazete gibi konvansiyonel mecralardan takip ettiğini gösteriyor. Yüz yüze iletişim kuruyor.
Ancak makas hızla kapanıyor. Zira halkın yarıya yakını da gelişmeleri internetten ve sosyal medyadan izliyorlar. Tahmin ettiğimizden daha kısa bir sürede tüm hayatımız sanal âlemde geçecek.
Pandemi gerekçesiyle uygulanan küresel izolasyon da elektronik kamusal alanı insanlara seve seve dayatıyor. Bu alanın meşruiyetini güçlendiriyor.
Yaslan arkana, işini, alışverişini, toplantılarını, en gizli görüşmelerini otur evinde bizim elektronik ortamda yap. Hatta özel ilişkilerini bile sosyal mesafeye uygun olarak sanal âlemde yaşa. Hem grip olmazsın!
Böylece daha çok iz bırak, kontrolün, yönlendirilmen daha kolay olsun.
Dünyayı esir almış ilaç, silah ve finans lobilerinin sponsorluğundaki güya özgür ifade platformları senin için her şeyi düzenler.
Unutma, "Bir şey bedava ise ürün sensindir" diye düşünmek seni yalnızca marjinal bir komplo teorisyeni yapar. Tek kuruş almadan sana hesap veren tekellere güvenmekse realist.
Sahi, yıllardır faşizmi Orta Anadolu'da köylünün sarkmış bıyığında arayan solcularımız, özgürlükçülerimiz bu konuda ne diyorlar?
Slogan atmayı severler, şimdi niye sesleri çıkmıyor?