Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, son yıllarda ve özellikle seçim süreçlerinde gündeme oturtulan EYT (emeklilikte yaşa takılanlar) konusundaki net açıklaması tartışılıyor:
"Bizim başımıza erken emekliliği dolayanlar bunun bedelini ödeyecek ve ödedi. Niçin erken emeklilik? Ne zaman emekli olması gerekiyorsa o zaman emekli olsun ve parasını en güzel şekliyle alsın. Erken emekli olup ikinci iş arayacak ve işsizliğin yükselmesine neden olacak. Bu hesap kötü bir hesaptır. Biz bunu politik hesaplarla yapmayacağız. Arkadaşlarıma söylüyorum, beni bu yola teşvik etmeyin. Seçimi kaybetsek de olmayacak!"
Muhalefet yüzbinlerce seçmenin talebi olan EYT konusunu ajitatif bir düzlemde hükümeti sıkıştırmak için kullansa da Cumhurbaşkanın popülizme teslim olmaması takdire şayan.
Zira Türkiye'de inşa edilen sosyal güvenlik ve emeklilik sistemi, hükümetlerin günü kurtarma telaşları yüzünden adeta bir canavara dönüştü.
Örneğin Avrupa'da dört işçi bir emekliyi sübvanse ederken, bizde bu oran yaklaşık ikiye bir.
İnsanlar, sosyal devletin güçlü olduğu Avrupa ülkelerinde bile Türkiye'deki kadar erken yaşta emekli olamıyorlar. Kadınlar ve erkekler için emeklilik yaşı Danimarka'da 65, Norveç'te 62, İsveç'te 61. Türkiye'de ise kadınlar 58, erkekler 60 yaşında emekli olabiliyor.
***
Kuşkusuz bu sonucu doğuran, 12 Eylül sonrası işbaşına gelen siyasilerin "erken emeklilik" tuzağına düşmeleri oldu.***
Biliyorum, bu satırları okuyan EYT'li vatandaşlar, "Her şeye para var bir bize mi yok" diye söyleniyorlar...