23 Haziran Seçimleri öncesi terör örgütü PKK'nın hapisteki lideri Abdullah Öcalan'ın kardeşi Osman Öcalan TRT Kürdi ekranlarındaydı.
Osman Öcalan yayında, PKK'nın mevcut dağ kadrosunun ve örgütün yasal kanadının (HDP) çizgisini eleştiren açıklamalar yaptı.
Bu gelişmenin seçim öncesi HDP'li seçmene yönelik bir propaganda olduğunu söyleyen muhalefet, "Kırmızı bültenle aranan teröristleri devletin televizyonuna çıkartıyorlar" eleştirisini yaptı.
Konuyla ilgili görüşü sorulan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise şu açıklamayı yaptı:
"Doğrusu ben Osman Öcalan'ın kırmızı bültenle arandığını bilmiyorum ancak TRT'ye müracaat etmiş ve TRT Kürdi'de böyle bir program yapmışsa bunu da TRT'deki arkadaşlarımız bilirler... TRT'yi yönetenler bütün hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak adımlarını atarlar ve TRT Kürdi'nin reytingini yükseltmeyi de düşünür, ülkeye neyin, nasıl faydalı olacağını da düşünür, buna göre de adımını atar ve buna göre de adımlarını atmışlardır."
***
TRT Kürdi 2009 yılında yayın hayatına başladı. Ülkede yaşayan milyonlarca Kürt'ün ana dilinde bir televizyon kurulmasına o günlerde ulusalcı ve milliyetçi kesimlerden çok tepki geldi.
CHP'ye MHP'ye göre bu açılımın
PKK'nın işine yaracak, ülkenin bölünmesine neden olacaktı.
İşin asıl garip olan tarafıysa, Kürtçe televizyonun
ekmeğine yağ süreceği söylenen
PKK-HDP'nin de muhalefet partilerimiz gibi TRT Kürdi'nin açılmasına şiddetle karşı çıkmasıydı! Hatta örgüt devletin Kürtçe televizyonuna çıkan
Kürt aydınları "caş" (hain) ilan ediyordu.
Abdullah Öcalan'ın kardeşi Osman Öcalan da PKK'nın caş listesine aldığı Kürtler arasındaydı. Osman Öcalan ağabeyin yakalanmasından sonra Nizamettin Taş gibi isimlerle birlikte örgütten ayrıldı.
2004'te de kendisini öldürmeye kalkan
PKK'dan kaçarak Barzanilere sığındı.
Yine bu gruptan olan Kani Yılmaz ise PKK'nın suikastından kurtulamayacaktı.
***
Devletlerin mücadele ettikleri
terör örgütlerini zayıflatmak için içlerindeki
muhalif grupları, kişileri ya da itirafçıları
kullanmaları normaldir. Bunda
tartışılacak bir şey yok.
Osman Öcalan da bu kişilerde biri.
Muhalefetin ve yandaş medyasının söylediğinin aksine, İnterpol tarafından
kırmızı bültenle falan da aranmıyor. Meseleyi yakından takip eden bir gazeteci olarak Osman Öcalan'ın basına defalarla PKK karşıtı röportajlar verdiğini biliyorum.
Böyle bir ismin İstanbul seçimleri öncesi ekrana çıkartılmasının
nasıl bir stratejinin ürünü olduğunu ve umulan faydayı anlatmaksa elbette TRT Kürdi'nin yöneticilerine düşer. Reyting mi? Ülke menfaatleri mi?
Ancak hiç kimse benden, bu yayının 23 Haziran'da seçmenin refleksleri üzerindeki en etkili faktör olduğu iddiasına inanmamı beklemesin.
Ne yani? Seçmen örgütün 15- 20 yıl önce hain ilan ettiği Osman Öcalan'ın TRT'deki PKK karşıtı röportajını izleyince kızdı. Ve sonra da tepki olsun diye götürüp oyunu
Kandil'in halen kan döken aktif yöneticilerinin (Mesela dün Washington Post'ta makalesi yayınlanan, ABD'nin başına 4 milyon ödül koyduğu PKK'lı
Cemil Bayık'ın) açıkça işaret ettiği adaya verdi, öyle mi?
Samimi olarak böyle hareket eden biri varsa çıksın! Mümkünse kendisiyle tanışmak isterim.