G-20 Zirvesi'nin parlayan yıldızı Türkiye oldu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan çok uzun bir süredir iç siyasetin ve uluslararası ilişkilerimizin üzerinde belirsizlik yaratan S-400 / F-35 düğümünü çözdü. Üstelik Türkiye'nin lehine!
Kolay iş değil, daha birkaç gün öncesine kadar her yetkilisinin Türkiye'ye "S-400'leri alırsanız..." diye parmak sallayan ABD'nin Başkanı'na şu sözleri söyletmek:
"Çok iyi anlaşıyoruz Türkiye ile. Hiç adil değildi, Patriot almak istedi ama Obama 'hayır' dedi. Sürekli 'hayır' dediler. Ve savunması için ihtiyacı vardı. Sonra Rusya'ya gittiler, S-400 aldılar. Çünkü Patriot almasına izin vermediler. Benden önceki yönetim bunu satın almasına izin vermedi!
Bu arada 116 tane de F-35 satın aldı. Ve daha da almak istiyorlar. Şimdi de parasını ödediği uçakların teslimatını istiyor.
Şimdi haber geçecekler, 'Son dakika... Trump Türkiye'yi seviyor.' Hayır, ben ülkenizi seviyorum ama bunu söylemek zorundayım. Erdoğan'a haksızlık edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, biliyorsunuz Rahip Brunson'ı geri verdi. Erdoğan benim bakış açımdan da oldukça çetin biri. Ama ona adaletsiz davranıldığını düşünüyorum. Çünkü Patriot alamazsın dedik ve başka sistem alındıktan sonra da fikrimizi değiştirdik."
***
Trump seçildiği günden beri, bu gelişmenin
Türkiye için daha hayırlı olduğunu yazıp çiziyorum.
Uzatmayacağım. Sadece,
ABD'nin başına Trump değil de Obama'nın devamı olan Hillary Clinton gelseydi,
15 Temmuz kim bilir kaç yıl sürecekti sorusunun cevabı bile tavrımın gerekçesini özetlemeye yetiyor.
Darbe girişiminde "derin Amerika'dan" farklı bir refleks sergileyip Erdoğan'a desteğini sunan Trump, sağ olsun ABD'yi iç tartışmalarla meşgul etti. Günün sonunda bilançoya bakan ve kararlarını ona göre veren bir iş adamı olduğu için de bugün S-400'lerle ilgili bu mantıki çıkışı yapabiliyor.
Evet, konunun beni ilgilendiren kısmı bu.
ABD Başkanı'nın prestijiyle değil, yaşadığım ülkenin çıkarlarlarıyla ilgileniyorum. Pozisyonumu da bu ilkeye göre belirliyorum.
Yegane davam budur!
***
Bu yalın hedefimi "light" bulacak kadar hamaset yapan
dava adamlarıysa, S-400 düğümünün Türkiye lehine çözülmeye yüz tutmasından nedense rahatsızlar.
Dün şöyle bir baktım ne yapıyorlar diye...
Rol modeli Barack Hüseyin Obama olan Amerikan İslamcıları,
yine El Aziz'den girip Şam'dan çıkıyorlar,
bizi "demir kubbelerin" değil manevi
şemsiyelerin koruyacağını menkıbeler
eşliğinde anlatıyorlardı.
Aralarında eski subayların da olduğu NATO
ulusalcıları ise, Türkiye'nin hava savunma açığının kapanması ihtimaline karşı
karanlık odalarında uydurma magazin haberleriyle
istavroz çıkartıyorlardı.
Bu
neyin davası, bunlar kimin dava vekili, anlamayan kaldı mı Allah aşkına?