Gençler, oyuncu Bade İşçil'in "Hep zengin kızları oynuyorum. Sanırım fakire tipim müsait olmuyor" sözleri üzerinde tepindiler. Epeyce kafa buldular.
Aralarında"Ay ne o öyle fakir gibi" türünden espriler yaparak eğlenen Tiktok nesliyse İşçil'in çıkışını sevmişti.
Sözcü gazetesinde ilk sayfadan anonslanan memleketim Eskişehir'le ilgili haberi görünce aklıma bu apaçhi geyiği geldi.
Haberde, 2002 yılında kurulan Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası'nın 9-10 Mart tarihlerinde düzenleyeceği konser biletlerini almak için 2 Eylül Caddesi üzerinde kuyruğa girdikleri anlatılıyordu.
Sosyal medyada hızla yayılan haberin fotoğrafının altındaki yazıda anlamayacaklar için mesajı net şekilde veriyordu:
"Ucuz sebze meyve kuyruğu değil Yılmaz Hocanın senfoni kuyruğu!"
Vay be ne havalı ama değil mi!
"Elitliq" budur işte!
***
CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu da
vatandaşı kartel konumundaki marketler karşısında koruyan tanzim satış işini ilk günden beri küçümsüyor.
Geçtiğimiz günlerde yaptığı "
Başarılı siyasetçi yetiştirme konusunda beceriksiz bir toplumuz" sözleriyle öne çıkan konuşmasında o da bu konudan yakınıyordu:
"Üniversite bilgi üretmesi gereken bir kurumken şimdi
İzmir'de bir üniversite tanzim satış mağazası açtı. Gerçekten insan aklıyla alay edilecek bir tutum. Neden sen tanzim satış mağazası açıyorsun, tarımın sorunu ne? Sen bununla ilgileneceksin" dedi.
Haksız mı şimdi!
Cem Yılmaz'ın dediği gibi
eğitim şart! Önce insanları "eğiteceksin" ki sonra onlar da bütün sorunları çözsün.
***
Bravo, durmak yok yola devam!
Türkiye'nin en radikal fraksiyonlara mensup
devrimcisinin oyunu bile "son tahlilde" alan, "sol" partisinin güzergâhı da hedef kitlesi de belli.
Maaşını kıtkanaat geçinmek için mucizevi şekilde kullanan bu yüzden marketten değil tanzimden, pazardan alışveriş yapan
dar gelirliden umutlarını kesmişler.
Dahası, Türkiye'yi omuzlarında taşıyan
emekçilere, yoksullara kızgınlar. Umut, zeka parıltısı, insaniyet, nezaket görmedikleri için kendilerine oy vermeyen vatandaşlara "makarnacı" demekten çekinmiyorlar. Bu iğrenç ayrımcılığın
esprili, sol bir politik söylem olduğunu düşünüyorlar.
Bu yüzden de "sol partimiz" gelir dezavanatjlı kesimlerin yaşadığı mahallelerde değil sadece
Starbucks kuyruğu olan mahallerde varlık gösterebiliyorlar.
Solcuymuş. hadi oradan!