16 Ekim 2017'de geçirdiği beyin kanamasının ardından uzunca bir tedavi sürecini atlatan Deniz Baykal, dün TBMM'de geciken yeminini etti.
Kürsüye tekerlekli sandalyeyle getirilen Deniz Beyi görünce, ister istemez, bugünkü halinde çokça payı olduğunu düşündüğüm yakın geçmişi hatırladım.
Zira uzun siyasi kariyerinin ve özel hayatının en sıkıntılı sürecini 2010 yılındaki kaset komplosuyla geçirmişti Baykal.
Kolay değil... Bir insan için büyük travmaydı. Ve bildiğiniz üzere, insanın zihni ve bedeni taşınması ağır böylesi yüklere bir anda tepki vermiyor.
Eskilerin dediği gibi, zamanla çıkıyor fatura.
En kötüsü ise, insanın kendisine kimin kötülük ettiğini bildiği halde sesini yükseltememesi. Hatta "devamı gelecek" diye, faili aklamak zorunda kalması.
Deniz beyin o günlerde çıkıp, CHP ile birlikte MHP'yi de dizayn etmek için benzer seks kasetlerini piyasaya süren "Okyanus ötesine" verdiği "tamam durun" mesajı hepimizin hafızasında dipdiri:
"ABD'den, Pensilvanya'dan aldığım üzüntü ve destek mesajlarının samimiyetine inandığımı da söylemek isterim!" İnsanların aileleri var.
Yadırgayamazsınız.
***
Bu sözleri, bahsettiğim iğrenç komployu
çok yakından takip etmiş, o dönemde Ankara'da çalışan bir gazeteci olarak söylüyorum.
Skandal patlak verince, bizlere
"ayağı kaydırılan genel başkanının yerine asla aday olmayacağını" açıklayanların,
ertesi gün nasıl o koltuğa kurulduğunu defalarca yazdım.
Bugün CHP kitlesinin aklını,
2500'den çocuk kitabı satacak kadar başından alanların, o günlerde anlattıkları hikayeleri de...
Hangilerinin, Baykal'a ve partiye bu bel atı operasyonu yapan
FETÖ'yü korumak için rakip siyasi partiyi hedef tahtasına oturttuğunu da çok anlattım.
Fırtına başlar başlamaz medyamızın demokrat gülleri,
Hürriyet'i, Radikal'i, CHP'nin başına paraşütle inen Kılıçdaroğlu'nu "
Hedefimiz yüzde 40" manşetleriyle selamlarken, kalemimi
asıl mesele için oynattım.
Siyasete ve Baykal'a çekilen operasyonu yazdım.
***
Tabii ki bu anlattıklarımın asıl şahidi, bugüne değin eleştirilerime rağmen hiçbir sorumu geçiştirmeden cevaplayan Deniz Beyin kendisidir.
En kısa zamanda sağlığına tam olarak kavuşmasını dilerim. Çoğu zaman
bildiği şeylerin gereğini yapmayı göze alamasa da
siyaseten varlığı da değerlidir Deniz beyin.
Çünkü "buralıdır." Ülke için kritik zamanlar gelip çattığında doğru olana direnmez, direnmemiştir.
Kimileri dün Baykal tekerlekli sandalyeyle önlerinden geçerken
AK Parti ve
MHP'li vekillerin kendisini
ayakta selamlamasına şaşırıyor.
Ne var bunda? İnsanlığın, hakkaniyetin partisi mi var?
Baykal oturmasını kalkmasını bilen, sözünün ağırlığı olan biriydi.
Şimdi de aynı nezaketle karşılanıyor.
O kadar.
Ben asıl, onun bu hale gelmesinde payı olan partiden "arkadaşlarının" şimdi
hiçbir şey olmamış gibi Deniz beye alkış tutmasına şaşıryorum.
Ne pişkinliktir ama!