Otlamaya çıkan iki inek karşılaşmışlar.
Biri diğerine doğru sokulup ilerideki çobanı işaret etmiş ve "Kulağıma inanılması güç şeyler çalınıyor sığır kardeş. Çoban önümüzdeki günlerde içimizden bazılarını öldürecekmiş diyorlar. Daha da fenası öldürdükten sonra etimizi mangalda pişirip yiyecekmiş!" demiş.
Diğer inek geviş getirdiği otu yutkunup alaycı bir tavırla arkadaşına söylenmiş:
"Aman sen de... Her gün işini gücünü bırakıp bizi beslemeye getiren, kurtlardan koruyan o adam mı? Komplo teorilerine çok dalmışsın dostum." Bütün ciddi analistler ve siyasiler yakın süreçte bir dünya savaşı çıkma ihtimalinden bahsediyorken Türkiye'nin meşgul olduğu işlere bakınca hangimizin hangi ineği benzediğini düşünüyorum.

*** Baksanıza; Avrupa'nın 2008'den beri içinde bulunduğu ekonomik krizin siyasi sonuçları sürdürülemez boyutta... Euronun ani bir değer kaybı yaşayacağına dair kara senaryolarda, yalnızca bankaların değil, devletlerin de batabileceği konuşuluyor. Avrupa'ya bir çıkış lazım...
Birleşik Krallık'ın AB'den ayrılıp dünya ekonomisinde yeniden söz sahibi olmak için yaptığı hamleler, gizli ve açık ikili anlaşmalar dikkat çekiyor...
Rusya, Akdeniz'de Sovyet Rusya'dan daha fazla hâkimiyet peşinde. Ortadoğu'yu ABD'ye terk etmemekte kararlı. Putin Moskova'yı savunur gibi Şam'ın üzerine titriyor.
Trump nereye gitse, illa ki patlayacak, milyarlarca dolarlık silah satıyor. Pentagon'un kurduğu ya da devşirdiği PKK-PYD gibi kiralık çeteler bölgede terör devletleri kurma peşinde...
Kuzey Kore Japonya'yı ABD üslerini kapatmazsa "küle çevirmekle" tehdit ediyor.
Hindistan ve Pakistan her gün savaşın eşiğinden dönüyor.
Sessiz sedasız dünya liderliğine yürüyen Çin küresel bir savaşı tetikleyecek savaş öncesi ekonomik krizlerden devletlerin eskiden olduğu gibi para basarak çıkamayacağının farkında. Dünyadan hızla altın (gerçek para) çeken Pekin rezervleri hakkında piyasalara hiçbir bilgi vermiyor...
Nükleer silahların birbirine doğrultulduğu ve her birinin ateşleme düğmesinin bir başka karakterin parmağının ucunda olduğu dünyanın hali bu...
Peki ya Türkiye? *** 15 Temmuz'daki işgal girişimini bertaraf edip OHAL'le iç güvenliğini sağlayan Ankara nihayet, taktik adımlarla bu sürece hazırlık yapmaya başladı.
Ekonomi, enerji ve milli savunma gibi alanlarda yaptığı hamlelerin yanı sıra, El Bab'da olduğu gibi, Kıbrıs harekâtından sonra ilk kez sahaya indi!
Şimdiki hedefse, ABD'nin paralı askeri PKK-YPG'yi yerleştirdiği, Hatay sınırımızın hemen yanı başındaki "Afrin Kantonu'nun temizliği?" Çünkü bu bölge, güney hattımız boyunca kurulması hedeflenen PKK devletinin doğuda ele geçirdiği bölgelerle birleştirilmek isteniyor.
Rusya bu hamlesinde Türkiye'nin yanında konumlanmış bulunuyor. Zira onların derdi de bu bölgenin Şam rejimine alternatif tüm güçlerden temizlenmesi.
İşte PKK'nın yeniden bölgede öğretmenleri ve siyasileri öldürmeye başlamasının nedeni de bu gelişmeler.
Peki tüm bunlar olup biterken, düşmanlarımız birbirine yürürken, ülkenin ana muhalefet lideri ne mi yapıyor?
Ne yapacak canım, Müdür Bey de "içeriden yürüyor" işte.