Türkiye'nin en iyi haber sitesi
KEREM ALKİN

‘Geleceğin Avrupa’sı için ‘yeşil, çevik, adil’ çağrısı

İnsani, ekonomik ve siyasi sonuçları hayli ağır olan iki dünya savaşının çıkış noktası Avrupa'ydı. Avrupa neredeyse bin yıldır savaşıyor,du. 9 Mayıs 1950'de Fransa Dışişleri Bakanı Robert Schuman, Avrupa'da kalıcı barışın bir zorunluluk olduğunu belirterek daha kurumsallaşmış, daha köklü bir ekonomik ve politik sisteme kavuşturulmuş bir Avrupa kurmak amacıyla soyadıyla anılan 'deklerasyon'u yaptı. Bu deklerasyonla başlayan, 1951, 1957, 1968 ve 1991'de daha iddialı adımlarla gelişen proje, bugün Avrupa Birliği'ne (AB) dönüşmüş durumda. 1985'de Milan'da yapılan zirvede, liderler '9 Mayıs'ı 'Avrupa Günü' olarak kutlama kararı aldı.
Bir yıl önce yine aynı tarihte, 'Avrupa Günü'nde, AB tarafından başlatılmış olan ve AB Projesi'nin geleceğinin her yönüyle masaya yatırıldığı 'Gelecek Konferansı', geçtiğimiz pazartesi günü tamamlandı. Tam bir yıl boyunca, bir yandan konferans devam ederken, bir yandan da AB üyesi ülkelerin vatandaşlarına nasıl bir Avrupa ve Avrupa Birliği beklediklerine dair detaylı bir anket de yapıldı. Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu, 29-30 Nisan'daki toplantılarında, AB vatandaşlarınca 'Geleceğin Avrupası nasıl olmalı' sorusuna verilen cevaplarda ortaya konan önerilerin 49'u üzerinde anlaştı. Şimdi, anket sonuçları geniş kapsamlı bir rapora dönüştürülüp AB liderlerinin önüne konacak.
Söz konusu raporda da yer alacak, AB vatandaşlarının beklentileri ve önireliri doğrultusunda öne çıkan en çarpıcı tespit, AB vatandaşlarının 'Geleceğin Avrupa'sı için 'yeşil, çevik ve adil' olması gerektiği çağrısında bulunuyor olmaları. AB Komisyonu uzmanlarınca, AB vatandaşlarının ankette belirttikleri öneriler doğrultusunda hazırlanan raporda, AB'nin 1951, 1957, 1968 ve 1991 kurucu anlaşmalarının temelden gözden geçirilmesi ve değişmesi; AB üyesi ülkeler arasında oy birliği, yani 'konsensüs' ile karar alınması mekanizması yerine, 'nitelikli çoğunluk'la da karar alınabilmesi; AB Komisyonu'na Avrupa'nın savunması başta olmak üzere, kritik konularda daha fazla yetki verilmesi ve AB Bütçesi üzerinde son sözün Avrupa Parlamentosu'na bırakılması gibi öneriler öne çıkıyor.
Bir yıl süren ankette, AB vatandaşları iklim değişikliği ve çevre, sağlık, ekonomi, sosyal adalet, işsizlik, dış politika, güvenlik, hukukun üstünlüğü, haklar ve değerler, dijital dönüşüm, demokrasi, göç, eğitim, kültür, gençlik ve spor gibi hayli geniş sayıda alanda önerilerini, tavsiyelerini ve değerlendirmelerini paylaştılar. AB uzmanlarınca, verilen cevaplara dayalı olarak hazırlanan ve hiç bir bağlayıcılığı olmayan söz konusu rapordaki kimi öneri ve tespitler, anlaşılan o ki, bilhassa nüfusu göreceli az kimi AB üyelerini şimdiden rahatsız etmiş durumda ve ortak bir eleştiri metni açıklayabilecekleri de konuşuluyor.
AB vatandaşlarının önerileri arasında, 27 üyeli AB içinde ayrımcılığın sona erdirilmesi; çevre duyarlı ulaşımın teşvik edilmesi; AB'nin küresel ısınmayla mücadelede liderlik yapması; sürdürülebilir ve döngüsel ekonomiye geçiş için daha somut proje ve kararlara yoğunlaşılması ve sosyal güvenlik, vergi, adalet ve mali konularda karar mekanizmasının kolaylaştırılması da var. Bununla birlikte, bu konuların önemli bir bölümü AB'nin temel sözleşmelerinde köklü değişiklikler gerektiğinden, hem liderleri, hem de AB Komisyonu'nu zorlu bir süreç bekliyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA