Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Ankara'da terör eylemi olmadı...

Hüzün hakkında yazılan ve söylenen hiçbir şey hüznün ötesinde olamaz der Andre Malraux. (Şu satırları yazdığım sırada) 128 insanın öldüğü bir olay hakkında soğukkanlı, nesnel, her şeye dışarıdan bakan bir şey yazmak, söylemek olanaksız. Acının sözcükleri kilitlediği, zihinleri dağladığı, bilinçleri kuşattığı bir sırada öncelikle o acının gereğini yerine getirmek ve susmak gerek. Ama terör gibi bir 'olay'ın yarattığı acı karşısında o acıya duyulacak ve gösterilecek en büyük saygı ve elbette öfke terörü soyut bir biçimde telin etmek değil, onun nedenleri, koşulları üstünde düşünmektir.
Hiç su götürmez gerçeğin ne olduğunu biliyoruz. Bu terör olayı Türkiye Cumhuriyetinin yakın ve uzak tarihinde unutulmaz bir yer tutacaktır. Ama şunu da şimdi rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Diyarbakır ve Suruç olaylarından, daha doğrusu öldürmelerinden sonra gelen Ankara olayı açık bir şekilde lineer /çizgisel bir terör dönemine girdiğimizi gösteriyor.

***

Türkiye'nin şu anda çatıştığı tüm gruplar bu ülkeyi terörle tehdit etmektedir. Öncelikle DAEŞ için geçerli olan bu husus bir o kadar da PKK için geçerlidir. Ve gene biliyoruz ki, böylesi bir terör bataklığının sineklerini sahiplenen daima çok olacaktır. OD'da etkili, güçlü hangi istihbarat örgütünün bu işlere taraf olmadığını söyleyebiliriz?
Türkiye Suriye'den başlayarak OD'da ciddi bir gerilim içine sürüklenmiş bulunuyor. Rusya'yla çatışıyor, Türkiye. Esad konusundaki anlaşmazlık Türkiye'nin yakından desteklediği ılımlı muhalifler konusuna da yayıldı. Rusya onları da vuruyor. ABD ile de Türkiye'nin artık çelişkisi var.
ABD, Türkiye'nin 'PKK'dır' dediği PYD ile işbirliği yapıyor. Bu Türkiye'nin herhalde en son isteyeceği oluşumlardan biri. Öte yandan eğit- donat girişimine son verildi. Güvenlikli bölge projesi devre dışı kaldı. Aynı ABD Türkiye'nin istediği stratejik silahları vermekte ayak sürüyor.
İran'ın durumu ortada. O da Türkiye'nin içinde bulunduğu Sünni kanada karşı Şii oluşumları iştiyakla destekliyor. DAEŞ'in Irak'ın orta bölgesinde kendisine bir güç odağı kazanacağından korkuyor. Bu şartlar bizimle iyi ilişkiler sürdüren Kuzey Irak'ta Barzani'nin daha ne kadar direneceği meçhul.
***

Bunca dış politika faktörünün yanında Türkiye, kendi içinde de huzursuz. Suruç katliamının ardından DAEŞ çıktı ama HDP ve hükümet birbirini en ağır sözcüklerle suçlamayı sürdürüyor.
Başbakan, Demirtaş'ın erken yaptığı ve bir kısmı da gereksiz olan açıklamasından hareketle onunla görüşmek istemedi. Keşke böyle olmasaydı. HDP gerçeğini kabul ederek, 'Kürt realitesini tanıyoruz' diyerek başlamış, o çok önemli ve değerli Çözüm Sürecini devam ettirerek keşke bu olay kuşatılsaydı. Çünkü ötelenemeyecek bir gerçek var karşımızda: PKK ancak demokratik oluşumun en uç noktaya kadar götürülmesiyle ortadan kaldırılabilir. Hatırlayalım, Öcalan'la yapılan görüşmeler, Öcalan'ın iki Nevruz'da peş peşe gönderdiği mektuplar tam da buydu ve bu nedenle PKK o dönemde hareketsiz kalmıştı.
Ankara'da patlatılan bombalar bir öldürme eylemidir. Ama spekülatif bir biçimde söyleyeyim, bir terör eylemi değildir. Çünkü sonu olmayan, açılımı olmayan, gelişmeyecek, sonucu olmayacak bir eylemdir. Terör ancak bir sürekli mücadeleye dayandığı zaman terördür.
Ankara'da terör eylemi olmadı, taammüden cinayet işlendi!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA