Her bulduğum fırsatta Türkiye'nin vakit kaybetmeden ilk öğretim müfredatına robotik ve kod yazma gibi önümüzü açacak dersleri koymasını dile getiriyorum. Son iki gündür hem moderatörlük yaptığım hem de takip ettiğim Türkiye İnovasyon Haftası'nda bu söylemin ne kadar önemli olduğunu bizzat yaşadım.
Öncelikle Türkiye İhracatçılar Meclisi'ni kutluyorum. Her biri son derece ilginç, mucid, ufuk açan Türk ve yabancı konuşmacılarla gençleri buluşturduğu için, kongre merkezinin birçok katına yayılmış yenilikçi onlarca projenin sergilendiği ve robotik bir atmosferi böylesine güzel oluşturdukları için. Başta Arçelik, Sabancı, TEB, Turkcell ve Türk Hava Yolları da böylesi önemli bir konferansa sponsor oldukları için takdiri hak ediyor. Gündemi buralara çekmek evet çok mümkün değil, gördüğüm gençler oradaydı.
Moderatörlüğünü yaptığım 'Sıradışı Kadınlar' bölümünde üç muhteşem Türk kızı vardı. Biriyle iki yıl önce Harvard'da tanışmıştım. O günden bugüne bile öyle çok proje yapmış ki hayranlıkla dinledim.
Hacettepe ve ardından Sabancı Üniversitesi'nde yüksek lisansın ardından ABD'nin en iyi üniversitelerinde doktora çalışmaları yapan ve 'giyilebilir kalp pili'nin mucidi olan Canan Dağdeviren, kola yapıştırılan minicik özel çiple deri kanserini erken teşhis eden bir sensor geliştirmiş, şu sıralar meme kanseri için de yeni bir projeyi hayata geçirmek üzere. Dağdeviren Forbes tarafından 35 yaşın altında 30 bilim insanı arasına girecek kadar önemli bir noktaya gelmiş dünyada.
Boğaziçi Üniversitesi'nde doktora öğrencisi olan Binnur Görer'in mucidi olduğu yaşlılara egzersiz yaptıran insansı robotunun gençler tarafından ne büyük bir ilgiyle izlendiğini yazarak anlatmam mümkün olmayacak her halde. Ya da 2.5 yaşından itibaren gözleri görmeyen ve kaynaştırma eğitimiyle ilköğretimi görenlerle birlikte okuyan ardından da Haliç Üniversitesi'ni bitiren Young Guru Academy Proje Lideri Duygu Kayaman'ın 10 kişilik bir ekiple görme engellilerin bilgiye erişimini sağlayan Hayal Ortağım uygulamasının dokunduğu 150 bin engelli vatandaşımızın yaşadığı mutluluğu da anlatmak zor.
Dün de birbirinden ilginç konuşmalar vardı konferansta. ABD'de geliştirdiği insan eline en yakın robot elin mucidi olan ve ismi 'mucize çocuk' olarak anılan Easton Lachapelle'in konuşması tüm salonu büyüledi adeta. Ardından da teknoloji konusuna en çok kafa yoran işadamlarından biri olan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Koç ve başarılı bankacı Hüsnü Özyeğin, inovasyon konusunda hem kendi şirketlerinde izledikleri politikaları anlattı, hem de özellikle gençlere yol gösterecek tavsiyelerde bulundu.
Koç da Özyeğin de proje üreten gençlerin başarısızlıktan korkmamasını tavsiye ederken, Özyeğin bunun için bir başarısızlık konferansı dahi düzenlediklerini anlattı. Koç ise inovasyonda Türkiye'nin başarılı olması için öncelikle düşünme şeklinin değişmesini istedi. "Başarısızlıktan korkmamalı. Başarısızlık geldikçe tecrübe geliyor. ABD'de bu eğitimin bir parçası. Türkiye'de bir işi bir kez batırınca kaynak bulmak zorlaşıyor. Çünkü başarısızlığa tahammül yok. İşte bizde bu kültürün değişmesi gerekiyor" cümlesini gençler çok alkışladı.
Türkiye İnovasyon Haftası bugün de devam ediyor, fırsatı olanlar en azından son günü kaçırmasın derim.