Doğrusu müthiş. Önceki gün İngiltere'nin en önemli sanat kuruluşlarından biri olan Londra'daki Royal Academy of Arts'ın Burlington Gardens cephesinin önünde bizi Türk seramiklerinden oluşan ve oturma alanına dönüşen dev enstelasyon karşıladı. Oturma gruplarına dönüşen eser binanın önündeki boş alandaydı. Beklenmedik Tepe (Unexpected Hill) adını taşıyan enstelasyonda, ilk kez doğası gereği iki boyutlu olan seramiklerin üçgen olan geometrik modelleri değiştirilmiş ve üç boyutlu kullanılmış, geometrik sütunlar, dünyadaki en hafif seramik olarak bilinen yarı saydam karolarla kaplanmıştı.
19'uncu yüzyıla ait ikinci derece sit alanı bir binanın cephesine, üstelik de sokağa taşarak yapılan böylesine çarpıcı bir müdahaleyi büyük bir heyecanla bize Royal Academy of Arts Mimarlık Bölüm Başkanı ve Drue Heinz Küratörü Kate Goodwin anlatmaya başlıyor: "Sergilerin olduğu diğer bölümün girişi kadar yoğun değildi burası. Caddeyle de bir iletişimi yoktu. Bina David Chipperfield tarafından yenilenmeden önce bir tasarım yarışması düzenledik. Binanın geçmişine, algısına da atıfta bulunarak dönüştürmelerini, farklı bir gelecek hayal etmelerini istedik. 3'ü İngiliz, biri Türk 4 mimarlık şirketi katıldı yarışmayı ve SO? Mimarlık ve Fikriyat'ın projesi birinci oldu. Mayfair'de yeterince kullanılmayan bir alanı, insanların gelip mola vereceği etrafı keşfedeceği bir yer haline getirmeyi başardılar."
Akademinin 3 önemli ismiyle, Türk Seramik Tanıtım Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Bahadır Kayan'dan oluşan jüri, etkide kalınmasın diyen Kayan'ın nötr oy kullanmasına rağmen Türk mimarların eserini seçti. Akademinin akademisyenlerinden ve Stanton Williams Architects'in direktörlerinden Alan Stanton ise açılışta yaptığı konuşmada, diğer projelerin de çok güzel olduğunu ancak SO? Mimarlık'ın sunduğu projenin sadece akademinin binasını değil, çevresindeki kentsel dokuyu da kapsadığı için çok farklı olduğnu düşündüklerini söyledi.
Özetle daha önce 'Göğe Bakma Durağı' ile İstanbul Modern'in bahçesine nefis bir müdahalede bulunan SO? Mimarlık'ın kurucuları Sevince Bayrak ve Oral Göktaş müthiş bir proje yapmış ve Türkiye'de üretilen seramiklerin de tanıtımına da böylece önemli bir katkıda bulunmuş.
Türkiye'deki sektörler güçlendikçe yurtdışında çıkardıkları da ses de güçleniyor tabii ki. İngiltere'de Design Week'te üstlendikleri sponsorluklarla görünürlüklerini artıran Türk Seramik Tanıtı Grubu'na bu projeye katılmaları teklifi akademiden gelmiş, yani kendileri başvurmamış. 30'dan fazla şirketi temsil eden tanıtım grubu, yaklaşık 8 bin yıl önce ilk defa Anadolu'da ortaya çıkan seramikleri tüm dünyada tanıtmaya çalışıyor. Başkan Bahadır Kayan'dan öğreniyoruz ki önlerindeki önemli projelerden biri yine İngiltere'de. Devletten 5 yıl için 2.5 milyon dolarlık bir katkı da alan grup, tutarlı bir iletişim yapmak için bir dizi etkinlik yapmaya başladı. Mesela bu yıl yine Royal Academy of Arts'ın Yaz Sergisi sırasında gerçekleşecek olan Mimarlık Büyük Ödülü'nün sponsorluğunu da Türk Seramik Tanıtım Grubu üstlenmiş.