Dünkü grup toplantısında Erdoğan başörtüsü özgürlüğüne temas etti. Kamuda bu yasağın kaldırılmış olması önemli bir adım. Aslında kanunun koyduğu bir yasak yok. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda, memurların tüzük ve yönetmeliklerin öngördüğü kılık ve kıyafet mecburiyetine uymalarından söz ediliyor. 12 Eylül darbesinden sonra, 1982'de, Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik çıkarıldı ve bu yönetmelikte kadınlar için kurallar belirlendi: "Elbiseler temiz, düzgün, ütülü, sade; ayakkabılar veya çizmeler sade ve normal topuklu, boyalı; görev mahallinde baş daima açık, saçlar düzgün taranmış veya toplanmış; tırnaklar normal kesilmiş olur. Pantolon, kolsuz ve çok açık yakalı gömlek, bluz veya elbise giyilmez. Etek boyu dizden yukarı ve yırtmaçlı olamaz. Sandalet ayakkabı giyilemez." Görüldüğü gibi başın açık olması, sıralanan şartlardan sadece biri. Ama yıllarca, 12 Eylül ürünü olan bir yönetmeliğe istinat edilerek, başı örtülü kadınlar kamuda çalıştırılmamıştır. Aynı yönetmelikte erkekler için de bazı kurallar var fakat uygulanmıyor. Meselâ "Bıyık uzunluğu üst dudak boyunu geçemez. Üstten alınmaz, yanlar üst dudak hizasında olup, alt uçları dudak hizasından kesilir" deniliyor.
Başbakandan rica etsek, başörtüsünden sonra bıyığa da özgürlük getirsinler. Bugün uygulanmıyor ama gün gelir biri çıkar o da kafayı erkeklerin bıyığına takar.