Balyoz davasında savunma hatalı bir noktadan hareketle topyekûn darbe teşebbüsünün varlığını inkâr etti. "Bütün dijital veriler sahte" dedi. Üstelik avukatlar, mahkemede kavga çıkarttılar, ortamı gerginleştirdiler. Bütün bunlar sanıkların aleyhine bir durum yarattı. Keşke, Türk Ceza Kanunu'nun 316'ncı maddesine sığınarak, "Böyle bir hazırlık yapılmıştır ama, harekete geçmeden vazgeçtiler. Dolayısıyla, ceza verilmemeli" denilseydi. O zaman, toptancı bir inkâr zihniyetiyle mücadele etmek yerine, hadise hukuki zeminde tartışılırdı.