İlker Başbuğ'un, hükümeti devirme teşebbüsü içinde bulunup bulunmadığı kararını yargı verecek. Bana göre, Başbuğ, selefleri gibi, cumhuriyeti, irticaya karşı koruma ve kollamayı kendi görevi sanıyordu. Bu yüzden, bazı olaylara bulaşmış olabilir. AK Parti, laik cumhuriyete karşı bir tehdit ise, Genelkurmay'da birtakım hazırlıklar yapılmış olabilir. Başbuğ'un, Dursun Çiçek'in hazırladığı İrtica ile Mücadele Eylem Planı'yla ilgisi var mıydı? İlişkisini gösteren somut bir belge dosyada yok. Kurulması emri verilen 4 site de henüz faaliyete geçmediği için, kara propaganda amaçlı kullanılıp kullanılmayacağı da bilinemiyor.
Bununla beraber, diyelim ki İrtica ile Mücadele Eylem Planı sahte... Ama Genelkurmay'dan Ergenekon Mahkemesi'ne gönderilen belgeler, benzer bir psikolojik harekât hazırlığının, daima bünyede canlı tutulduğunu gösteriyor. 2007 Temmuz seçimlerinden sonra hazırlanan ve Genelkurmay Başkanlığı'na sunulan rapor, AK Parti'yi açıkça hedef gösteriyor. Rapora göre, "Türk toplumu eğitimsiz ve yoksul olduğu için, askerin irtica ile mücadelesini iyi değerlendiremiyor. Ordu mensuplarının çıkışları, bu yüzden siyasete müdahale algısı yaratıyor. Ülkede ekonomik istikrar var. Küresel sermaye AKP ile işbirliği yapıyor. Bundan dolayı toplum desteğini kaybedene kadar AKP hedef alınmamalı."
Ve rapordaki en önemli cümle: "Şu anda silâhlı ya da silâhsız '28 Şubat benzeri' AKP'yi iktidardan uzaklaştırma koşulları mevcut değil."
Ama ne yapılabilir? Raporda bunun da cevaplarını buluyoruz: "Sosyal faaliyette türbanlıların olduğunun görülmesi durumunda mazeret bildirerek toplantı terk edilmeli. Homojen bir yapıya sahip olmayan AKP içinde irticai ya da TSK aleyhtarı görüşü bulunmayanlarla ilişki geliştirilmeli. TSK aleyhtarı grup dışlanıp, hedef alınırken, diğerlerinin TSK lehine tavır takınmaları sağlanmalı. Gri ve kara propaganda yöntemlerini kullanabilecek nitelikte sivil sanal ağ siteleri kurulmalı; internet siteleri güvenilir kişiler üzerinden çalıştırılarak kurum riske atılmamalı. Yönlendirilmiş anketler düzenlenmeli."
2007'de seçimden henüz yeni çıkıldığı için şartlar oluşmamıştı. 2009'da İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nı hazırlayanlar, herhalde düğmeye basma zamanının geldiğini düşündüler.