İster Suriye merkezi hükümeti bize gözdağı vermek için bomba yüklü araç işini organize etmiş olsun, ister muhalefet, Türkiye'yi sıcak çatışmaya sokmak amacıyla bu tertibe girişsin, gün geçtikçe Türkiye'nin mağduriyetinin arttığı ortada. Cilvegözü sınır kapısından sadece insani yardımın geçişine izin verildiği belirtiliyor. Buna mukabil, TC vatandaşı olmayan birçok kişinin pasaportsuz olarak kâh Türkiye tarafına geçtiği, kâh Suriye'ye gittiği bilgisi veriliyor. Sığınmacılar bu kapıdan geliyor ama aynı kapıdan insani yardım haricinde, Suriye Kurtuluş Ordusu'na malzeme gönderildiği, hatta Suriye'ye savaşmak üzere gidenlerin de bu kapıdan girip çıktığı ileri sürülüyor.
CHP adına Hurşit Güneş Hatay'daydı. Bu ilimizin bir bomba imalathanesi haline geldiğini söyledi ve "Acaba patlayan bomba nerede imal edilmiştir?" diye sordu. Sınıra Esad kuvvetleri hâkim değil. Muhaliflerin elinde; onlar da ciddi bir denetim yapmıyormuş. O zaman bir ihmal de söz konusu. Türk yetkililer sadece sınır geçişlerinde değil, geri planda kalan bekleme bölgesinde de kontrolü bizzat gerçekleştirmeliydi. Türkiye'ye azami 100 bin mülteci kabul edileceği belirtilmişti. 180 bine ulaşmışlar. Bunun maddi külfeti bir yana, güvenlik açısından da tehdit oluşturuyor. Aralarına pekâlâ Esad'a bağlı Muhaberat güçleri sızabilir. "Tampon bölge kurulsun, artık mülteciler orada tutulsun" diyoruz. Bu da kabul görmüyor. Türkiye'nin Suriye politikasına destek giderek azalıyor. Çünkü gelişmeler, doğrudan Türkiye'nin de güvenliğini tehdit eder hale geldi.