Gündemde Balyoz davası yok ama cezaevindeki sanıklar ve yakınları için tek gündem maddesi, Balyoz. Bu yüzden, zaman zaman onlarla görüşüp, düşüncelerini dinliyorum. Geçenlerde gene bir sanık yakınıyla beraber oldum. Anlattıklarını sütunumda naklediyorum:
Balyoz darbe planı 11 nolu CD'nin içinde yer alıyor. Ayrıca bir çıktı mevcut değil. Bu belgelerin hiçbirinde ıslak imza yok. Islak imzalı belgeler, 3-5 Mart 2003'teki Plan Semineri'ne ait.
11 nolu CD için savcı TÜBİTAK'tan bir bilirkişi talep etmişti. Ama o bilirkişiyi ismen istedi. Hayrettin Bahşi, savcı kendisinin ismini verdiği için görevlendirildi.
TÜBİTAK, Mart 2003'ten sonra dijital veriler üzerinde hiçbir ilave ya da çıkarma yapılmadığını beyan etmişti. Bu yüzden, CD delil olarak kabul edilmişti. Oysa CD'lerde daha sonraki tarihleri içeren bilgiler var. Bunlar "güncelleme" olarak izah ediliyor. Demek ki, TÜBİTAK'ın raporu doğru değil. Bu durumda, delillerin yeniden değerlendirilmesi icap ederdi.
Eğer "güncelleme" söz konusuysa, neden birçok subayın 2003'teki rütbeleri muhafaza edilmiş ya da görev yerleri neden güncellenmemiş? Sözgelimi fişlenen öğrenciler... 15'i o üniversitede hiç okumamış. Biri 2002'de mezun olmuş. Güncelleme yapılsaydı, hatalar düzeltilmez miydi?
Bir örnek vermek gerekirse... "Binbaşı Orkun Gökalp Birinci Ordu'da MEBS Başkanlığı Muhabere İşletme ve Emniyet Şubesi'nde çalışırken, 2002 Aralık ayında Çetin Doğan'dan görev aldı" deniliyor. Sözde o da, aldığı talimat istikametinde başka subayları görevlendirmiş. Oysa Gökalp, 26 Kasım 2002'de Genelkurmay tarafından Bosna Hersek'teki Barış Gücü'ne yollandı; mayısa kadar orada kaldı, Türkiye'ye hiç dönmedi. Ayrıca Gökalp, MEBS Başkanlığı görevinde hiç bulunmadı.
Mahkeme, İddia Makamı'nın 360 talebinden 358'ini kabul etti. Buna mukabil, Savunma'nın 943 talebinden sadece 7'si kabul gördü. Bu da adil yargılama olmadığının bir başka delili.
Alper Görmüş'ün İmaj ve Hakikat kitabında Özden Örnek'e ait olduğu belirtilen darbe günlüklerinin tam metni yayınlandı. 24 Şubat-2 Mart 2003 tarihli notlarında Özden Örnek şöyle yazıyor: "27 Şubat günü Tümgeneral Can Teller beni ziyarete geldi. Önceleri çekingendi. Ama kendisini cesaretlendirdim ve konuşmaya başladı. Genelkurmay Başkanı'na karşı bir tepki olduğunu, dinci kesimlere tepki vermediği gibi, onlarla adeta işbirliği yaptığını, Çetin Doğan ile Hurşit Tolon Paşa'nın bu konulardan çok rahatsız olduklarını ve kendi aralarında bir şeyler yaptıklarını, benim de onlarla görüşmemi ima etti."
O notun tutulduğu tarih, 2003 Mart'ındaki Plan Semineri'nden birkaç gün önce. Halbuki iddiaya göre, Özden Örnek, Gölcük Donanma Komutanı sıfatıyla Balyoz Darbe Planı'nın bir parçası olan "Suga Planı"nı hazırlamıştı. Suga'da Yunanistan taciz edilerek iki ülke arasında gerginlik çıkarılacak, güvenilmeyen bazı amiraller Yassıada'ya gönderilecekti. Örnek, Suga Planı'nı hazırlamışsa, Çetin Doğan'ın bir şeyler yaptığından daha önceden haberdar olmalıydı. Oysa notları, bu bilgiyi ilk defa Can Teller'den duymuş olduğu izlenimini veriyor.