Demirel şapkasını aldı gitti. Askeri müdahalelerle mücadele etmedi iddiaları, Erdoğan hükümeti ile kıyaslayarak gündeme geliyor. İnsaf! 27 Nisan e-muhtırası ile 12 Mart muhtırası ya da 12 Eylül darbesi mukayese edilebilir mi? Balyoz darbe hazırlıkları (Plan Semineri kayıtları), sonrasında da Sarıkız/ Ayışığı darbe teşebbüslerinin, AK Parti Hükümeti tarafından, o adımların atıldığı tarihlerde bilindiği ortaya çıktı. Orgeneral Ergin Saygun, 1. Ordu'daki Plan seminerine ilişkin bütün belgelerin, Tayyip Erdoğan tarafından Aytaç Yalman'a verildiğini mahkemede söylemedi mi? Ayrıca Savcı Zekeriya Öz'ün sorusu üzerine, MİT Ergenekon'a ait bilgilerin, 2003'te, Başbakan'a iletildiğini belirtmedi mi? 2003-2004'te, hükümet bir şey yapabildi mi? Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman ve özellikle Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, meşruiyet çizgisinde kalmasaydı, acaba AK Parti nasıl mücadele verebilirdi? Hiçbir şey yapamaz ve Türkiye gene karanlık kuyunun içine düşerdi. Bugün şartlar daha elverişli. AK Parti'nin arkasında büyük halk desteği olduğu gibi aynı zihniyette bir cumhurbaşkanı da Çankaya'da oturuyor.