Yaşar Büyükanıt hakkında açılan soruşturma, bir davayla neticelenir mi? 27 Nisan e-muhtırası, siyasete müdahale sayılsa dahi, darbe teşebbüsü çerçevesinde değerlendirilir mi? İlerleyen haftalarda, bir iddianame ortaya çıkarsa bunu görebiliriz. Tabii, kara propaganda sitelerinin faaliyeti hakkında Büyükanıt'ın bilgisi var mıydı, yok muydu, bunların hepsi araştırılması gereken konular.
Buna mukabil İlker Başbuğ, sadece İnternet Andıcı'ndan değil, İrtica ile Mücadele Eylem Planı'ndan da sorumlu tutuluyor. 4 site henüz faaliyete geçmemiş; muhtevalarının ne olacağı bilinmiyor. Ama aynı tarihi taşıyan İrtica ile Mücadele Eylem Planı'yla birlikte değerlendirilince, ortaya organize bir hareket çıkıyor. Eylem Planı'nda AK Parti ve Gülen Cemaati hedef alınıyor. İnsan ister istemez, "Siteler de bu maksada yönelik olarak kurulmuş olabilir" diye düşünüyor. Nitekim Gölcük Donanma Komutanlığı'nda ele geçen ve İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın taslağı olduğu belirtilen "Proje" isimli belgede (son kayıt 2008) şöyle cümleler var: "Gri ve kara propaganda yöntemleri kullanabilecek nitelikte sanal ağ siteleri kurulacak. İnternet siteleri, güvenilir kişiler üzerinden uygun personel tarafından oluşturulacak ve Kurum riske atılmayacak."
İşte, "İlker Başbuğ'un haberi var" denilen İnternet Andıcı ile tıpkı "Proje"de öngörüldüğü gibi, Bilgi Destek Dairesi'nde görev yapan şube müdürleri üzerine, onların kredi kartlarıyla 4 yeni site oluşturulması kararlaştırıldı. Bu yüzden, savcı sadece İnternet Andıcı'na odaklanmıyor, olayı İrtica ile Mücadele Eylem Planı kapsamında değerlendiriyor.