Cumhuriyet Halk Partisi'nin televizyon reklamları bence etkileyici ve inandırıcı. Buna mukabil, Türkiye'nin ekonomik göstergeleri, Kemal Kılıçdaroğlu'nun işini güçleştiriyor. 2010'da, % 8.9 kalkınma, % 4'ün altında bir enflasyonla, mevcut iktidar başarılı bir performans sergiledi. Tayyip Erdoğan'ın, "Kriz teğet geçecek" sözünün de, doğruluğu ispat edilmiş oldu. Üstelik dünya krizi sonrası, IMF ile anlaşmamızı telkin eden baskı gruplarının da yanıldığı ortaya çıktı. Türkiye, "IMF hastanesine" yatmadan, ekonomisini toparladı.
Vatandaş açısından iş ve aş önemli. 9 yıl öncesine bakıldığında, hemen hemen her sahada daha ileri bir noktada bulunduğumuzu görmek mümkün. Milli gelirde 3 misli artış; 10 bin dolara ulaştık. Dünya ekonomisinde, Türkiye, 26'ncı sıradayken, şimdi 17'nci sırada. Kürt/ Alevi konularında -kesin çözüme ulaşılamasa bile- atılan adımlar küçümsenemez. 18 yıldır yurtdışında yaşayan eski DEP Başkanı Yaşar Kaya ya da 1976'dan beri sürgün hayatı süren Şivan Perwer, seçimlerden sonra Türkiye'ye dönmeyi düşünüyorlar; bu gelişmeyi, demokratik açılıma borçluyuz.
Zaten, Tayyip Erdoğan, kendini başarılı bulduğu için, "Çırak/Kalfa/Usta" söylemini benimsedi. Ustalık döneminde, halktan yeniden vize istiyor. Bu slogan, vatandaşta "Tecrübesiz bir kadroya ülkeyi teslim edersek, hüsran yaşar mıyız?" endişesini yaratıyor. Zaten bu yüzden, 3'üncü genel seçimlerde, iktidar partisi oylarını hâlâ muhafaza ediyor, hatta bazı araştırmalara göre arttırıyor.