Bugün gazetesi Ankara temsilcisi Adem Yavuz Arslan'ın piyasaya yeni çıkan "Bi Ermeni Var" kitabında, Trabzon Jandarma Alay Komutanı Albay Ali Öz ile Ergenekon sanığı Tuğgeneral Veli Küçük'ü birlikte gösteren bir fotoğraf yayınlandı.
Bu ne anlama geliyor?
Önce Ali Öz'den başlayalım...
2004'ten itibaren Jandarma'ya muhbirlik yapan Yasin Hayal'in halasının oğlu Coşkun İğci, 2006 yılının Haziran ya da Temmuz ayında, Jandarma İstihbarat'tan (JİTEM) 2 görevliye, Hayal'in Hrant Dink'i öldürmek istediği bilgisini verdi. İğci, astsubaylar Okan Şimşek ve Veysel Şahin ile irtibattaydı. Nitekim, Hrant Dink öldürüldü. Bu cinayeti takip eden günlerde İğci, "Jandarma'ya, suikast bilgisini vermiştim" açıklamasını yaptı. Bunun üzerine, astsubaylar Okan Şimşek ve Veysel Şahin görevi ihmalden yargılandılar; mahkemede, 2 astsubay, Trabzon Jandarma Alay Komutanı Ali Öz'ü suçladılar: "Ali Öz, olayın üzerine gitmedi. Hatta Hrant Dink'in öldürülmesinden sonra, 'Bu konuda bilgimiz olduğunu kimseyle paylaşmayın' diye bizi uyardı" dediler.
Hrant Dink cinayetiyle, Veli Küçük arasında da bir irtibat var. Dink, Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesinde yer alan Türklüğe hakaretten yargılanırken, protestocular içinde Veli Küçük, Muzaffer Tekin, Kemal Kerinçsiz gibi, bugün Ergenekon'dan yargılanan isimler vardı. Dink mahkemede Veli Küçük'ü görünce, yakınlarına "Başıma bir şey gelmesinden korktum" demişti.
Şimdi, bu iki ismin, Albay Ali Öz ile Veli Küçük'ün birbiriyle görüştüğüne dair bir fotoğraf yayınlanıyor. Bu fotoğraf herhalde mahkemede değerlendirilecektir.
Hrant Dink'in öldürüleceği haberi, sadece Jandarma'ya değil, polise de ulaşmıştı. Mehmet Kurt adıyla, yardımcı istihbarat elemanlığı yapan Erhan Tuncel, Trabzon Emniyet Müdürlüğü'ne ihbarda bulunmuş, Trabzon Emniyeti de, İstanbul İstihbarat Şube'ye, 17 Şubat 2006'da, "Yasin Hayal, Hrant Dink'e yönelik ses getirici bir eylem düzenleyecek" bilgisini vermişti. Trabzon, aynı zamanda, Ankara İstihbarat Daire Başkanlığı'na da, Yasin Hayal'in Hrant Dink'i öldüreceğini bildirmişti. Erhan Tuncel, Milliyet gazetesi muhabiri Nedim Şener'e hapishaneden gönderdiği mektubunda, "Ses getirici bir eylemden söz etmedim.
Yasin, Agos'un kapısında Dink'in kafasına sıkacak dedim" diye yazdı.
Demek, Erhan Tuncel çok daha açık bir istihbarat vermiş ama kimse yerinden kıpırdamamış. Tuncel, aynı zamanda Jandarma ile de irtibattaydı.
Astsubaylar Satılmış Şahin ve Ahmet Faruk Aydoğdu ile arkadaştı.
Erhan Tuncel'i istihbarat elemanı olarak istihdam eden kişi Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek'ti.
Ramazan Akyürek, 5 Şubat 2006'da Rahip Santoro'nun 16 yaşındaki katilini süratle yakaladığı için, taltifen, Ankara İstihbarat Daire Başkanlığı'na atanmıştı.
Ama henüz Trabzon Emniyet Müdürü'yken, Hayal'in Hrant Dink'i öldüreceği bilgisi ona da ulaşmıştı. İstanbul ve Ankara'ya bu istihbaratı ileten Trabzon Emniyeti'ydi. Akyürek, Ankara'ya gidince, nedense işin peşini bıraktı. Bu ihmalinden dolayı da, 16 Ekim 2009'da görevinden alındı. Fakat Danıştay'a açtığı davayı kazandı. Danıştay, görevinden haksız yere alındığına hükmetti.
Hrant Dink'in 301. maddeden yargılanması ve sonra da cinayete kurban gitmesine kadar uzanan sürecin ilk başında, İstanbul Valiliği'ndeki bir görüşme var. Dink, Atatürk'ün evlâtlığı Sabiha Gökçen'in, Ermeni asıllı olduğunu Agos'ta yazınca (6 Şubat 2004), Genelkurmay Başkanlığı'ndan şiddetli bir açıklama yapılmış (22 Şubat 2004) ve Dink, İstanbul Valiliği'nde bir MİT elemanı ile görüşmüştü. (23 Şubat 2004) Sonradan, o MİT elemanının, bu görüşmeyi MİT Başkanı Şenkal Atasagun'un talimatıyla gerçekleştirdiği ve isminin de Özel Yılmaz olduğu ortaya çıktı. MİT elemanı, Dink'e, "Bazı yazılarınız toplumun tepkisini çekebilir; ortalık allak bullak olur. Daha dikkatli haber yapmanız gerekebilir" diye uyarıda bulunmuştu. Özel Yılmaz'ın, Bedreddin Dalan'ın gözaltına alınacağı bilgisini veren kişi olduğu belirtiliyor. Şu anda Yılmaz, İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nda 3 numaralı sanık.