Yeniden, "başkanlık" sistemi tartışılmaya başlanacak gibi görünüyor. Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı adayı olacaksa, yetkilerini de arttırmak isteyecektir. İnşallah, anayasa değişikliği bu tartışmanın gölgesinde kalmaz. Kalırsa yazık olur!
Eğer başkanlık sistemi, istikrar için isteniyorsa, Türkiye gibi bir ülkede bu sonucu sağlamayacağını hemen ifade edebiliriz. Her icraat, parlamento ile başkan arasında inatlaşmaya dönüşebilir. Çünkü başkanlık sisteminde, katı bir kuvvetler ayrılığı uygulanmaktadır. Parlamenter sistemde ise, hükûmet, parlamento ile uyum içinde çalışır; hükûmet tasarıları kolayca parlamentodan geçer. Parlamenter sistemin başbakanı, eğer çoğunluk partisine dayanıyorsa, başkandan daha güçlüdür.
Tabii, bu noktada sormamız gereken bir soru daha var: Parti içi demokrasi nasıl gelişecek? Milletvekili aday listeleri ne şekilde belirlenecek? Meselâ, seçmenin özgürce milletvekilini seçeceği dar bölge çoğunluk sistemine geçilecek mi? Böyle bir sistemde, her bölgede, bir partinin tek bir adayı yarışa katılıyor. Seçim tek turda biterse, en fazla oy alan kazanıyor. İki turda tamamlanırsa, en fazla oy alan iki kişi arasında yarış sürüyor. Bu durumda, her parti, tabanın beğenebileceği bir aday gösterecektir. Zaten o adaylar belirlenirken de, parti teşkilâtından ziyade, buna, kayıtlı üyelerin karar vermesi daha doğrudur. İşin bu taraflarına akıl yormadan, sadece başkanlık sistemine geçerseniz, otoriter bir rejimin temellerini de atmış olursunuz.