Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Bir temmuz akşamı

Temmuz ayıyla birlikte, Bodrum'da hareket başladı. Cuma akşamı, Çiller çifti, yakın dostlarını Yalıkavak Marina Yat Kulüp'te ağırladı. Bodrum davetleri, İstanbul'a göre daha doğal; çünkü herkes üzerinden iş gerginliğini atmış; yüzler gülüyor. Tam Orhan Veli'nin dediği gibi, "Ne atom bombası, Ne Londra konferansı..." dünya kimsenin umurunda değil. Ya da dünya sanki Bodrum'dan ibaret.
Konuklar arasında, Mustafa-Cevahir Özkan, Murat-Birgül Vargı, Mehmet- Canan Barlas, Güneri-Canan Civaoğlu, Metin-Nevra Serezli, Erdinç- Nerime Kötehne, Sönmez Köksal-Filiz Akın, Çetin-Kezban Biraniş, Atay-Ayşe Şevkatlioğlu, Faruk-Nihal Yöneyman gibi medya ve cemiyet hayatının tanınmış isimleri vardı.
Çiller, siyaseti sadece "off the record" konuşuyor. Bu yüzden referandum hakkındaki düşüncelerini ya da ekonomik gidişat üzerindeki değerlendirmelerini yazamayacağım. Yalnız orta bir çizgide durduğunu, konulara objektif yaklaştığını söyleyebilirim. "Ben-Sen" kavgasının dışında, hadiselere tepeden bakıyor gibi bir hali vardı.
Çiller'in bir fotoğrafını Twitter'da (*) paylaştım, 16 bini bulan takipçilerimden olumlu genelde tepkiler aldım. Çiller'i siyaset sahnesinde yeniden görmek isteyenlerin sayısı bir hayli kabarık. Özellikle Demokrat Parti'ye hayatiyet kazandırmayı arzu edenler bu görüşte.
Toplantıda başka seslere de kulak kabarttım. Referandumla ilgili düşünceleri özetleyeyim: "Evet çıkar" havası hâkim. Kemal Kılıçdaroğlu'na, "Fazla asılma" tavsiyesi var. Eğer tartışma, "Hükûmete güvenoyu zemininde cereyan eder ve evetlerin oranı yüksek çıkarsa, Kılıçdaroğlu darbe yer; hatta Olağanüstü Kongre'de koltuğunu yeniden Deniz Baykal'a bırakmak zorunda kalabilir" tahminleri yapılıyor.

***

Bodrum'dan söz açılmışken, birkaç mekân tavsiye edeyim:
Torba'da Yengeç restoran. Sabahtan akşama hizmet. Deniz kenarında özel ikram. Akşamları, formülünü sadece sahibi Can Pala'nın bildiği, hiç tatmadığınız lezzetler.
Türkbükü'nde Maçakızı; Ortakent'te Ada Sofra ve Dibekli Han. Dibekli Han'da, cuma, cumartesi dinlemeye doyamayacağınız şahane bir müzik: İspanyolca ve Türkçe gitar eşliğinde hafif şarkılar. Gümbür gümbür değil. Zeyno'nun sesi, yer yer, bayıldığım bir sanatçıyı, Melihat Gülses'i andırıyor. Dibekli Han'da, Bodrum'un çökertme kebabını, Ada Sofra'da lor peynirli kabak çiçeği kızartmasını, Maçakızı'nda kum midyeli spagetti, ahtapot ızgara ve 6 saatte pişirilen kaburgayı tavsiye ederim.
Tabii başka mekânlar da var. Ama son zamanlarda gittiğim bu üç yer gerçekten hem damak zevkine, hem göz zevkine hitap ediyor.
(*) Twitter'daki ismim: notredamedesion

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA