1) AK Parti, Anayasa Mahkemesi "esasa girdi" diye haklı olarak tepki gösteriyor; "yetki gaspını" eleştiriyor. Ama iptal sınırlı kaldı; sonunda iktidar istediği değişikliği gerçekleştirebildi. Tabii referandumdan geçmek kaydıyla.
2) CHP, "İktidar yargıyı ele geçiriyor" iddiasındaydı. Bu iddialar, Anayasa Mahkemesi'nden döndü. Mahkeme, sadece, "Seçime katılanların tek oy kullanacağına" dair ibareleri iptal etti. Paketin esası olduğu gibi duruyor. Anayasa değişikliği, Yüksek Yargı'dan, bir iki ayrıntı haricinde "hukuka uygundur" vizesi aldı. Meydanlarda, CHP'nin seslendireceği "Yargı ele geçiriliyor" propagandası darbe yedi.
3) Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), boykot çağrısı yaptı. Dolayısıyla "hayır" oylarına bir katkısı olmayacak. BDP'li seçmen, boykot çağrısına rağmen sandık başına giderse, "evet" oyu kullanması beklenmeli.
4) MHP, paketin içeriğinden ziyade, referandumu "AKP'ye evet ya da hayır"a dönüştürmeye çalışacak.
Çünkü içerik itibariyle, MHP'li seçmene sıcak gelecek değişiklikler söz konusu. MHP tabanı da, Yüksek Yargı'nın vesayetçi tavrına karşı. Başörtüsü davasında iptal kararı veren Anayasa Mahkemesi'nin yapısı değişiyor. HSYK'nın üzerinde Yüksek Yargı'nın egemenliği kırılıyor. Anadolu'nun dört bir yanında görev yapan hâkim ve savcılar oy kullanarak HSYK'ya 10 üye seçecek. Bu 10 kişi, Yargıtay ya da Danıştay üyesi olmayan, birinci sınıfa ayrılmış 4 bin 500 hâkim ya da savcı arasından seçilecek. MHP, referandumu, ancak, "AK Parti'ye hayır"a dönüştürürse, tabanını tutabilir. Çünkü Yüksek Yargı'nın vesayetinin kırılması, MHP seçmeninin de öteden beri istediği bir gelişmedir.