"Nazlı Ilıcak bir tarihte 'darbeci' olmuş olabilir mi?! 12 Eylül dönemindeki tutukluluk günlerimi hatırlıyorum. Sabahleyin koğuşa gazeteler geldiğinde ilk baktığımız birkaç yazardan biri Tercüman gazetesindeki Nazlı Ilıcak'tı. Sağcı olalım, solcu olalım, Ilıcak'ın 12 Eylül rejimini eleştiren yazılarından hapishanedeki o boğucu ortamda adeta nefes alırdık. Koğuşa gelen Tercüman'larda bazen Ilıcak'ın yazısının Askeri Cezaevi yönetimince makasla kesilerek sansürlendiğini görürdük, canımız sıkılırdı. Birkaç defa da Tercüman hiç gelmemişti! Nazlı'nın yazıları yüzünden Sıkıyönetim tarafından kapatılmıştı gazete! Rahmetli Ecevit de tutuklandığında, Dil Okulu Tutukevi'nde havalandırma sırasındaki sohbetlerde Nazlı Hanım'ın mücadelesinden övgüyle bahsetmişti. Beraber hapis yattığımız Ertuğrul Günay, Yaşar Okuyan, Oral Çalışlar bunları çok iyi hatırlar.
12 Eylül'ü eleştirmek deyince, ilk akla gelecek iki isim, Nazlı Ilıcak'la merhum Uğur Mumcu'dur. İkisi de askeri idareyi eleştirdikleri için gazetelerini üçer defa kapattırmıştı! Gazetenin kapatılmasından başka, Nazlı Ilıcak'ın yazıları sebebiyle askeri yönetimin baskılarına nasıl maruz kaldığını rahmetli Kemal Ilıcak'tan defalarca dinlemişimdir.
Nazlı Hanım, mizacen liberal yaratılmıştır. Baskıya yönelen her otoriteye insiyaki ve fikri olarak tepki gösterir. Bugünkü tartışmalar, geleneksel 'vesayetçi demokrasi' anlayışı ile 'liberal demokrasi' anlayışı arasındadır. Nazlı Ilıcak'ın savunduğu, liberal demokrasidir." (2 Şubat 2010-Milliyet)