Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Bir tevazu öyküsü!

Yok... yok... Ben onu anlatırken, Mutlu Tömbekici'nin cümlelerinden yararlanmayacağım. "İttire kaktıra gazeteci olmuş biri" ya da "Dumkoflar Kraliçesi" filan demeyeceğim. Bodrum'da kendisine takılan "Çakma Ajda Pekkan" sıfatıyla da seslenmeyeceğim. Alper Görmüş'ün kulaklarını çınlatarak, "Mediokrun Kraliçesi" gibi cuk oturan bir sıfatı da elbette kullanmayacağım.
İroni seven bir millet olduğumuz için, ona en çok, "Tevazu Kraliçesi" sıfatını yakıştırıyorum.
15 Temmuz 2008'de kaleme aldığı yazıdan bir cümle: (Kendisine overdose botox'tan söz eden Tömbekici'ye bakın ne diyor) "Botox'la bu kadar güzelleşilebiliyorsa, bu kadar başarı ve yetenek elde edilebiliyorsa, ne duruyon sen de koş... Türkiye'nin en iyi 3 kadın yazarını say desen, başta gelecek, üstelik bunu yalnız yazılı basında değil, görsel medyada da fazlasıyla kanıtlamış biriyim ben."

***

Belki en doğrusu, "Tevazu Kraliçesi'ne" Mevlana'nın bir hikâyesini anlatmak:
Mevlana, Mesnevi'nin bir yerinde, idrar birikintisinin üzerinde yüzen saman parçasına konmuş bir sinekten söz eder. Sinek, altındaki saman çöpünü kocaman bir gemi, kendisini de kaptan sanmaktadır.
Mevlana'nın kendi durumunu idrakten aciz biçareleri tarif etmek için verdiği bu örnek, Babıâli'de de karşımıza çıkıyor. Artık, hiçbir listede yer almamanın dayanılmaz ezikliği mi dersiniz, yoksa darbe tartışmasında rol kapma çabası mı? Bilemem hangi saikle, "Tevazu Kraliçesi", saman çöpünün kaptanlığından, birdenbire üzerimize sıçrayarak "Polemik Kraliçeliği"ne terfi etmek istedi. Melih Aşık'a açıklamalarımı, 30 Ocak ve 1 Şubat tarihli Sabah gazetesindeki sütunuma almıştım. Bugün de, Taha Akyol'un demokratlığıma kefil olan yazısını aşağıda yayınlıyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA