İbrahim Şahin'in ifadesiyle ilgili görüşlerimi dün yazdım. Sorgulama metni dikkatli bir şekilde okununca, çelişkiler bütün açıklığıyla ortaya çıktığı için, Genelkurmay Başkanlığı'nın S-1 (Sefir) örgütüyle ilişkisi olamayacağına dair kanaatimi de belirttim.
Türk Silâhlı Kuvvetleri (TSK), daha sonra bir açıklama yaptı ve suç isnatlarını reddetti. Ama bu arada, hazırlık soruşturması sırasında bilgilerin basına yansımasını kötü bir niyet olarak değerlendirdi. "TSK'yı yıpratmak isteyen" çevrelerden söz etti. Oysa, Radikal'in Genel Yayın Müdürü İsmet Berkan da açıkladı. Yayınladıkları ifadenin, savcılıkta verildiğini ve mahkeme kayıtlarına geçtiği için aleniyet kazandığını söyledi. Her şeyi bir kötü niyet göstergesi gibi sunmamak lâzım. Aksine, yayınlanmasa ve Genelkurmay Başkanlığı tarafından tekzip edilmese, sanki doğruymuş gibi, fısıltı gazetesinin konusu olacaktı.
İbrahim Şahin'in, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile bir alâkasının olmadığı kesin. Ama, S-1 örgütünü kurmak için, mutlaka bir yerlerden işaret almıştır. Kayseri Hava İndirme Tugayı'nda görevli olduğu hususu TSK tarafından yalanlanan Fatma Cengiz isimli kadın kim? "Kime ve hangi amaçlara hizmet ediyor?" diye Genelkurmay Başkanlığı da soruyor. Bu kadının, İbrahim Şahin'i yönlendirdiği, düzmece isimli sivil şahısları asker ve paşa olarak Şahin'e takdim ettiği, sorgu metinlerinden anlaşılıyor. (Dünkü yazımda, teferruatlı bir şekilde anlattım.) Fatma Cengiz'in arkasında kimler var?
Kurumlar, birbirini suçlamadan el ele vermeli, gerçeğin aydınlanmasına çalışmalı. Ben şahsen, Şahin'in tek başına 300 kişilik bir vurucu tim oluşturacağına ihtimal vermiyorum. Ciddi ve derin bir sorgulamaya ihtiyaç var.