Çocukluğumdan bu yana milli bayramlarda hep 'acaba bu bayramlar Cumhuriyet'in ilk yıllarında nasıl kutlanırdı, o dönem insanlar neler hissederdi' diye aklımdan geçirirdim. Çocuk aklımla, vatanı kurtaranlarla bizlerin hissedeceği aynı olamaz diye düşünmeden edemezdim. Ama sanki Cumhuriyetimizin 100. Yılı ile farklı bir iklim oluştu. Bizim nesli de emanete 100 yıldır sahip çıkabilmenin gurur ve mutluluğu sardı. Milli bayram coşkumuz da, motivasyonumuz da arttı. Son birkaç yıldır 23 Nisan ve 19 Mayıs'ta fark ettiğim bu coşkuyu, dünkü 30 Ağustos Zaferi'nin 102. yılı kutlamalarında da gözlemledim. Bu motivasyonu bu hafta gözlemlediğim bir kutlama daha vardı; İş Bankası'nın 100. Kuruluş Yıldönümü.
26 Ağustos 1924'te kurulan İş Bankası, tüm yıla yaydığı kutlamaları 26 Ağustos'a denk gelen pazartesi akşamı Haliç'te görkemli bir programla taçlandırdı. Sosyal medyada yansımalarına belki denk gelmişsinizdir, Emel Sayın, Erol Evgin ve Ajda Pekkan gibi çok sayıda önemli sanatçıyı aynı gecede, aynı sahnede bir araya getiren unutulmaz gecelerden biriydi.
Etkinliği unutulmaz kılan birkaç gözlemimi daha aktarayım:
Gece, Tersane İstanbul bünyesinde açılışını yarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gerçekleştireceği Rixos Tersane İstanbul'daydı. Önce otele giden yollardaki yoğun trafikten bahsedeyim.
O kadar ki katılımcıların bir kısmı geç kalmamak için otomobillerinden inip uzun bir yürüyüş sonunda otele vardılar. Erkekler neyse de yüksek topuklu ayakkabı giymiş kadınlar durumdan epeyce şikayetçiydi.
Ama şunu söylemem lazım nihayet varanlar otelden o kadar etkilendiler ki; trafik şikayeti yerini kısa sürede, Rixos Tersane İstanbul ile ilgili yorumlara bıraktı. Herkesi yeni bir mekanı ilk keşfetmenin keyfi sarmıştı. Daha otelin girişinden etkilenen katılımcıların, hiç sütun olmayan devasa büyüklükteki balo salonundan geçtikleri sırada kendilerini sağa sola bakmaktan alamadıklarını görmek mümkündü. Son olarak etkinlik alanına gelenleri bu kez müthiş Haliç manzarası karşıladı.
Katılımcıların önerilerini ve olumlu yorumlarını dikkatle dinleyen Rixos Otelleri'nin sahibi Fettah Tamince de o gece en az İş Bankası mensupları kadar mutlu ve gururluydu.
Otelle ilgili detaylar belki başka bir yazının konusu olur sadece şu bilgiyi aktarıp geçeyim; otelde Japonların ısıtmalı ve el değmeden temizlenme imkanı sunan ünlü Toto marka klozetleri kullanılmış. Tabii toto'ların nasıl kullanılacağı ve ne akıllı bir tasarım olduğu gibi konular da ister istemez gecenin konuları arasında yer aldı.
İş dünyasının temsili açısından bakıldığında uzun zamandır böyle yoğun ve üst düzey katılımlı bir etkinliğe katılmamıştım diyebilirim. Türkiye'nin büyük holdinglerinin patronlarının katılımı zayıf olsa da CEO düzeyinde hemen hemen tüm isimler oradaydı. Ayrıca banka genel müdürleri de İş Bankası'ndaki meslektaşlarını yalnız bırakmamışlardı.
İş Bankası'nın önceki dönem üst yöneticileri de bugünkü yönetimle birlikte neredeyse tam kadro gecedeydi. Yoğun kalabalıkta herkesi yakalamak mümkün değildi ama bir ara Türkan Şoray'ı bile gördüm.
Türkiye'nin genç ve duayen tüm kıymetli isimlerini bir araya getiren konser programında kullanılan yüksek teknoloji de dikkat çekiciydi. Haliç kıyısına adeta bir dijital duvar kurulmuştu. Duvara yansıtılan görüntüler orkestra ve soliste eşlik ederken, bir yandan da seyirciye hem Cumhuriyet'in hem de İş Bankası'nın 100 yıllık hikayesini anlattı. Drone gösterisiyle sonlanan gecenin ardından katılımcıların ortak yorumu, "Demek ki hiç konuşmadan da 100 yılın hikayesini anlatmak mümkün" şeklindeydi.
Bitirirken, hepimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutluyor, İş Bankası'na da nice yüzyıllar diliyorum.