Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HÜLYA GÜLER

Şimdi hazırlık okula değil ‘ofise dönüş’e

Yaz artık o yakıcı sıcaklığını hafif bir serinliğe bıraktı. Büyük sanayi kuruluşlarının toplu izinleri bitti. Ve tabi beyaz yakalıların yaz rehaveti de. Pazarlama dünyasının 'back to schoolokula dönüş' şeklinde ifade ettiği yılın belki de en yoğun dönemine resmen girmiş bulunuyoruz. Ama bir farkla; bu sene sadece okula dönüş değil, aynı zamanda bir 'back to office-ofise dönüş' hareketi de yaşıyoruz. Pandemiyi takip eden büyük istifa hareketini hatırlarsınız. Bugünlerde kimse istifadan söz etmediği gibi aksine çalışanlar evden çalışmayı bırakıp yeniden ofise gitmeye can atıyor. En azından haftanın belli günlerinde. Bir süredir dış yayınlarda karşıma çıkan ofise dönüş hareketinin Türkiye'de de durdurulamayacak şekilde başladığını söylemeliyim. Daha doğrusu bunu ben değil EY Türkiye Başkanı Metin Canoğulları söyledi. Kendisi ile iş dünyasının günlük meselelerinden çok daha geniş çerçevedeki gündemini konuşmak, trendlerin öncü göstergelerini yakalamak için zaman zaman sohbet ederim. Geçenlerde EY'nin İstanbul ofisinde bir araya geldik. Bu kez 'Ofiste tadilat var' diyerek söze başladığı Canoğulları ve devam etti: "Ofisi büyütüyoruz. Anadolu yakasında da bir ofisimiz var ama yetmiyor."
Tabi ben de "Hani evden çalışıyorduk' diye sormadan edemedim. Bunun üzerine Canoğulları, EY'nin İstanbul ve Ankara dışında İzmir, Bursa ve Adana'da yeni ofisler açtığını ve sırada yeni şehirler olduğunu anlattı. Canoğulları'nın, 'Peki neden, evden çalışmaktan vaz mı geçiyoruz' sorusuna yanıtı 'back to office' trendinin nedenlerini sıralarken bir yandan da Türkiye'ye olan yatırımcı ilgisinin ipuçlarını kapsıyor:
*Satın alma ve birleşme işlemlerinde önemli bir aşama olan 'detaylı inceleme' faaliyetlerimiz oldukça yoğun, yetişemiyoruz. Bu ilginin yatırıma dönüşmesi önemli. Ekonomik programın işlediğini gördükçe uluslararası yatırımlar artacak. Önümüzdeki dönemin konusu bu.
Ofise dönüşe gelince, insanlar iş ile ev yaşamının birbirine karıştığı ortamlardan yoruldu. Her ne kadar pandemi döneminde uzaktan çalışma yöntemlerine alışmış olsak da insanlar artık 'mesai ne zaman başlıyor, ne zaman bitiyor' bunu bilmek istiyor.
Bir de insanlar interaktif olmak hele bizim meslekte işi yaparken öğrenme kısmını ofiste etkileşimle deneyimleme ihtiyacı duyuyor.
Profesyonel gelişim için etkileşim oldukça önemli. Evde bilgisayar başında kaptıklarıyla şirket kültürüne hakim olmak ve fikir geliştirmek ofiste olmakla aynı değil.
Selamlaşma, birlikte yemeğe gitme, telefonda konuşma dahil birçok konuda kişisel gelişimde de ofis ortamının katkılarının önemi uzaktan çalışma deneyimlendikçe daha çok ortaya çıktı.
Bu arada ofise dönüş deyince yanlış anlaşılmasın hibrit bir çalışma düzeni isteniyor. Ofise gelmek istiyorlar ama her gün değil. Mümkünse İstanbul dışında daha uygun hayat şartlarını yakalayabildikleri şehirlerde çalışmayı tercih ediyorlar.
Bundan sonra hem teknoloji ile uzaktan çalışma hem de birbirinden beslenme imkanı sunan ofiste çalışma bir arada olacak. Bunu sağlamayan şirketler yetenek kaybına hazır olsunlar.
Söz yetenek yönetimine gelince, yapay zekanın denetim ve danışmanlık sektörüne etkisini sordum. Malum konu nedense daha çok 'iş kaybı' perspektifinden tartışılıyor. Canoğulları'nın bu konuda içi rahat: "Yapay zeka denetimde işi çok kolaylaştıracak, kaliteyi artıracak, işin içine daha çok matematik girdi. Anormaliteleri daha çok bulan iyi bir asistan gibi. O yüzden EY bu alana 2 milyar dolar yatırım yaptı, kendi yapay zeka altyapısını oluşturdu."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA