Son 3 yılda global yapılanma ile eş zamanlı olarak büyük bir değişim geçiren Danone Türkiye, daha önce 4 farklı şirket ile yürüttüğü faaliyetlerini tek çatı altında topladı. Böylece ortaya çıkan sinerjiyle sektörden daha hızlı büyüyen ve Danone Türkiye'nin bu müthiş dönüşümüne liderlik eden isim Cem Küçükcan. Danone'ye 2010 yılında katılan ve 2014 yılında İngiltere-İrlanda'nın medikal bölümünü yönetmek üzere Londra'ya yerleşen Küçükcan daha sonra tüm Avrupa bölgesinin başına geçti. Son olarak Danone'nin Rusya, Türkiye ve Ortadoğu dahil 50 ülkeden oluşan dış pazarlar bölgesinin medikal bölümünün başkanlığını yürütüyordu. 50 ülkeden sorumlu olduğu böylesi önemli bir pozisyonda iken, Temmuz 2021'de Danone Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü olarak ülkesine döndü.
Türkiye'deki dönüşümü yönetme görevi teklif edildiğinde büyük bir mutlulukla kabul ettiğini söylese de Küçükcan çevresinden sıklıkla gelen, 'uluslararası ve böylesi önemli bir görevi nasıl bırakıp Türkiye'ye geri döndün' sorusundan kaçamadı.
Küçükcan'ın bu soruya yanıtı üst düzey yöneticilik kalibresinde gelinebilecek seviye ve Türkiye'nin potansiyelini anlamaya dair çok şey anlatıyor:
Herkes bana neden döndün diye soruyor. Oysa ben Türkiye'ye çok isteyerek, çok yüksek morelle geldim. Birçok ülkede çok değişik pozisyonlarda görev aldım ama iş hayatımın en yüksek iş tatminini burada yaşıyorum. Çünkü burada bir fark yaratabildiğimi hissediyorum.
Pozitif ve negatif etkimi görebiliyorum. Piyasaların bu kadar hareketli olduğu bizim gibi ülkelerde iyi yöneticilere daha çok ihtiyaç ve aynı zamanda fırsat olduğunu düşünüyorum. Türkiye'de yapabildiklerimi başka bir ülkede yapamazdım.
Bu sözleri üzerine bu kez Küçükcan'a 'neler yaptınız, nasıl bir fark yarattığınızı düşünüyorsunuz' diye sordum. Bu soruya cevabı ise ülkemizin iyi yetişmiş insan kaynağına olan ihtiyacına dair pek çok şey anlatıyor:
Globalde başlatılan Renew Donane projesini biz de Türkiye'de hızlıca hayata geçirdik. Medikal beslenme, anne-bebek beslenmesi, süt ürünleri ve su-içecek kategorilerinden oluşan 4 farklı iş kolunda uzun zamandır farklı çatılar altında yürütülen tüm faaliyetleri tek çatı altında topladık.
Şu an Türkiye olarak Danone'nin faaliyet yürüttüğü ülkeler arasında en hızlı büyüyenlerden biriyiz, şampiyonlar ligindeyiz. Hem pazarı büyüttük hem de pazardan pay alarak su hariç bulunduğumuz kategorilerde lider konuma geldik.
Böylesi önemli bir dönüşüm sürecini başarıyla yönettiğimizin en güçlü kanıtı çok büyük ve kritik bir yatırımı kısa sürede hayata geçirebilmemiz oldu. Son 3 yılda ekonomideki zorlu şartlara rağmen Lüleburgaz'da 500 milyon TL'lik yeni bir fabrika yatırımı yaptık. Danone dünyasının ilk hibrit fabrikası olması nedeniyle son derece önemli bir yatırım. Danone ilk defa sütlü ürünler fabrikasında, medikal
ütrisyon yatırımı yaptı.
Danone'de yurtdışında aldığım görevler sırasında oluşturduğum network'ün bu yatırımın gerçekleşmesinde payı oldu. Üst yönetime Türkiye'yi anlattım ve yatırıma ikna ettim. Beni iyi tanıdıkları için bu yatırımı Türkiye'ye getirmem mümkün oldu.
Medikal nütrisyon üretimi son derece meşakkatli bir iş. Arkasında süper AR-GE ve inovasyon yatırımlarının olduğu bu kategoriye yatırım Danone'nin Türkiye'ye olan güvenini ve burada gördüğü potansiyeli ortaya koyuyor. Daha güzeli bu yatırımın devamı gelecek, ikinci hat için onay aldık, üçüncüsünü planlıyoruz.
