Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HÜLYA GÜLER

Haydi özel sektör daha çok şampiyon çıkaralım!

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Bu kadar kendini adamış sporcular olmasa dünyanın en eski uluslararası organizasyonu olimpiyatlar diye bir şey olmazdı. Tüm insanlığı bir araya getiren tek etkinlik olan olimpiyatlarda, milli atletlerimizin madalya yarışı nefes nefese devam ediyor. Rekor sporcu sayısıyla katılım sağlayarak olimpiyatlardaki 100. yılımızı kutladığımız Paris 2024 Olimpiyat Oyunları'ndan yine rekor madalya ile dönebilmeyi umuyoruz. Önceki akşam Kadın Milli Voleybol Takımımızın, Arena Paris Stadı'ndaki yarı final maçını izleyenler arasındaydım. Çok iyi oynadığımız ama istediğimizi alamadığımız maçı izlerken aklımdan binlerce şey geçti. Bugünlere nasıl geldiğimizi şöyle bir düşündüm. Elbette sporcularımızın ve hocalarımızın ter ve gözyaşı ile yoğurulan üstün çabaları olmasa buralara gelemezdik. Bunu söylerken olimpiyatlar başta olmak üzere tüm uluslararası turnuvalarda bizi temsil eden milli atletlerimizin hepsini kapsıyorum.



Başta sporcularımızın ve hocalarının çabaları olmak üzere tüm imkanlarını seferber eden kamumun ve ilgili federasyonların desteklerinin altını çizmek gerek. Ama meselenin bir de özel sektör tarafı var. Arena Paris'te gördüğüm tek şey dünyanın en iyi 4 voleybol takımından biri olan milli takımımızın mücadelesi ve onu sonuna kadar destekleyen şahane taraftarımız değildi. Tribünlerde bu muhteşem takımın başından beri yanında olmuş, onlarla beraber sevinmiş, beraber üzülmüş ve beraber yorulmuş çok sayıda şirketin temsilcileri de vardı. Son dönemde izlediğim uluslararası spor müsabakalarında sponsor olan şirketlerin sayısının git gide artması dikkatimi çekiyor. Mesela Eczacıbaşı Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı'nı statta gördüm. (Eczacıbaşı'nın başta voleybol olmak üzere spora desteklerini hatırlatmama gerek yok sanırım.) Ayrıca İş Bankası, Vodafone, P&G, McDonalds, Danone, Coca Cola ve Trendyol gibi çok sayıda şirketin üst düzey yöneticileri de oradaydı. Burada tek tek sıralamama imkan olmayan ama mili sporcularımızı sadece sponsorluk bütçeleriyle desteklemekle yetinmeyen, son derece kıymetli zamanlarını da ayırıp yürekten destek veren isimler hepsi. İşte bu yürekten destek son derece sevindirici ve bir o kadar da önemli çünkü bu aynı zamanda gelecek yıllarda bizi daha büyük başarıların beklediği anlamına geliyor. Zaman zaman işin tam farkında olmayanların küçümsediği ya da eleştirdiği hatta 'PR için' deyip geçiştirmeye çalıştığı sponsorluk faaliyetlerinin takımları nereden nereye taşıdığını hepimiz gördük; şampiyonluk. Durum özetle şöyle şampiyonlarımızın başarısında özel sektörün ayrı bir yeri var. Özel sektörün destekleri arttıkça şampiyonlarımızın sayısı artıyor. Şampiyonluklar geldikçe özel sektörün ilgisi artıyor. Ne güzel bir birbirini besleme hali değil mi?
Bu noktada fark yaratmak isteyen şirketlere özellikle niş alanlarda, henüz şampiyon olamamış, bireysel sporcularımızın desteğe çok ihtiyacı olduğunu hatırlatayım. Son 20-25 yılda spora yapılan yatırımlarla ülkenin dört bir yanına ekilmiş nice tohumlar var. Şampiyon abla ve abilerinin başarılarından ilham almış çok iyi yetişmiş bir nesil geliyor. Sporda sürdürülebilir başarı özel sektörün desteğinin devreye girmesiyle mümkün. Biz kritik dönemeçleri ancak böyle aşabiliriz. Ondan sonrasını sporcularımız yapacak, şimdiden yapıyor zaten.
Yazım bitti ama voleybolda yarış bitmedi. Bugün çıkacağımız üçüncülük maçında Filenin Sultanları'na sonsuz başarılar diliyorum. Bizim Kızlar'ın ülkemize bu kez olimpiyat madalyası ile döneceklerine inanıyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA