14 Mayıs seçiminin ardından 'yazılacak ve söylenecek çok şey var' diyerek derin ve tutarlı siyasi analizleri uzmanlara bırakmış ve ilk seçim sürecini, seçim gününü ve gecesini çeşitli kaynaklardan takip eden bir gazeteci olarak aklımdan geçenleri düzensiz bir şekilde sıralamıştım. Bugün de fethinin 570. yıldönümüne uyandığımız bu güzel İstanbul sabahında içimden, aklımdakileri yine düzensiz bir şekilde sıralamak geldi. Buyurunuz efendim, siyasi gündem acemisi bir ekonomi gazetecisinin gözünden ikinci tur seçimi ve sonrası;
Bu sabah İstanbul'da yağmur dışında ilk fark ettiğim şey; kime oy verirse versin herkesin üstündeki rahatlama duygusuydu. Muhalefet kanadına yakın (sadece sosyal medya etkini) çevrelerin ve özellikle kendi anketçilerinin 'kazanıyoruz hem de farkla' algısı nedeniyle toplum, bir 'bekle gör ruh haline' bürünmüştü.
Sabah işe giderken yolumu özellikle uzattım. Çarşıpazardan geçerken gördüm ki bekleyen kalmamış, esnaf mallarını kapı önüne daha bir enerjiyle çıkarıyor, dükkânının önünü daha bir şevkle süpürüyordu. Depremdi, seçimdi derken uzun bir süredir hakim olan gerilim ortamı bir gecede yerini umuda, özgüvene bırakmış görünüyordu.
Tabi bu yola devam havasını sadece çarşıda değil ülke ekonomisinin önde gelen iş dünyası temsilcilerinin açıklamalarında da görmek mümkün. Açık söyleyeyim iş dünyasının belli bir kesiminde manipülatif anketlerin de etkisiyle bir süredir iktidar değişikliğine ilişkin güçlü bir beklenti vardı. Ve bu kesimin yatırımlarını bir süredir askıya aldıklarını gözlemliyordum. Şimdi projelerin yeniden raftan inip uygulamaya geçeceğini görmek ekonomiye de iyi gelecek.
İş dünyasından art arda gelen tebriklerindeki ortak mesaj; önümüzdeki 5 yıllık istikrar sürecinin ülke ekonomisine sağlayacağı avantajlar, kur, enflasyon, artan yatırım maliyetleri gibi alanlarda yeni kabineden yüksek beklentiler, ekonominin yeniden öncelikli gündem olması gibi alanlarda yoğunlaşıyor.
Meclis çoğunluğu ve yürütmenin Cumhur İttifakında olması da ayrı bir rahatlık unsuru olarak öne çıkıyor. Bunlara ek olarak 21 yıllık Erdoğan deneyimini de hesaba kattığınızda ekonomi çevrelerinde pozitif bir beklentinin hakim olduğunu söylemek mümkün. Piyasalardaki dünkü pozitif hava da işte bu beklentinin bir göstergesiydi. Bu nasıl 'u' dönüşü
Bu arada Başkan Erdoğan seçim akşamı yaptığı her iki konuşmasında, terör odaklarına ve onlarla iş birliği içinde olanlara son derece sert mesajlar verdi. Bu da terörle mücadelede yeni bir dönemin habercisiydi.
Gelelim dış basına ve dünya liderlerine. Umarım bu hızlı 'U' dönüşlerinde bir kaza yaşamamışlardır. Gitsin diyenler 'birlikte çalışmayı dört gözle bekliyoruz' dediler. Bakınız Macron, Biden ve Ursula Von Der Leyen'in açıklamalarına. Dış basında ise Erdoğan'ın zaferi ilk haberdi.
Aklımda kalan son bir konu; hız meselesi. Gerek oyların sayılması, gerek dünya liderlerinin tebrik mesajlarındaki hız, bize teknolojinin geldiği noktayı gösterdi. O yüzden bir kez daha belirtmekte yarar var; devir hız devri, bizim de kaybedecek bir dakikamız bile yok, kaldığımız yerden son sürat yola yani büyümeye, kalkınmaya ve bu yüzyılı Türkiye yüzyılı yapmaya devam!