Bırakın yeni bir adrese gitmeyi, evimizin yolunu bile internete bakarak buluyoruz. Hem de her gün! Alışverişti, okuldu, oyundu derken hayatımız giderek daha fazla internet bağ(ım)lı hale geldi. İnternetin etkisine farklı bir örnekle devam edelim. KOBİ tanımını bile değiştirdi. Artık KOBİ değil, MKOBİ yani mikro, küçük ve orta ölçekli işletmelerden söz ediyoruz. O kadar ki Birleşmiş Milletler (BM), son 5 yıldır 27 Haziran'ı MKOBİ Günü (Micro, Small and Medium Sized Enterprises-MSME's Day) olarak kutluyor. KOSGEB'in de (Mart 2022'de) benimsediği bu tanıma göre 5 ve 5'ten az kişinin çalıştığı girişimler mikro işletmeler olarak değerlendiriliyor. 1930'lardaki Büyük Buhran'dan bu yana büyümenin lokomotifi olarak öne çıkan KOBİ tanımına mikronun eklenmesi ise internet daha doğrusu e-ticaret sayesinde oldu. E-ticaret platformları milyonlarca tüketiciye ulaşırken bir yandan da binlerceonbinlerce girişimciye pazaryeri imkanı sundu. Üstelik bu imkan, evinde tek başına bir şeyler üreten bir girişimcinin bile dünyanın herhangi bir yerindeki milyonlara ulaşabilmesi demekti. Özetle e-ticaret büyükçe daha önce belki mahallesi dışına ulaşamayanlara dünyayı açtı. Hem tüketici hem de üretici açısından durum böyle. Buna bir de sürdürülebilirlik motivasyonuyla sosyal etki hedefi eklendiğinde mikro işletmelerin ve özellikle kadın girişimcilerin şansı daha da arttı. Türkiye'nin öncü e-tricaret platformlarından Trendyol'un yeni başlattığı 'Yarının Köyleri' projesi mikronun büyük etkisine güzel bir örnek. Trenyol'un, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) birlikte yürüttüğü projede ilk etapta Diyarbakır, İzmir ve Adana'da seçilen 3 köyde mikro girişimcilerin bir yandan dijital okur-yazarlığı artırılacak bir yandan da ürünlerini satış imkanı sunulacak. Projenin detaylarını Trendyol Kurucu Ortağı Begüm Tekin ve UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton ile konuştum. Söze "Ekosistem için pozitif etki oluşturmayı her zaman önceliklendiriyoruz" diyerek başlayan Begüm Tekin, bir teknoloji şirketi olarak dijital uçurumların kapatılmasına ve böylece bütüncül sosyoekonomik kalkınmaya katkı sağlamayı amaçladıklarının altını çizdi. Sadece bir köyü değil, o köyün çevresinin hatta bulunduğu ilin ekonomisini ve sosyal hayatını etkileyecek değişimler hedeflediklerini söyledi. 5 yıl içinde 10 köye ve 1 milyon kişiye ulaşılması hedeflenen proje ile pilot illerde yeni e-ticaret girişimcisi oranının, proje tamamlandığında yüzde 60 artacağının öngörüldüğünü dile getirdi. Projede yer alan köylere dijital merkezler kurulacağı bilgisini veren Tekin şu detayları paylaştı: "Kurulan dijital merkezler çevre köylerin de kullanımına sunulacak. Proje ile köyler ile kentler arasındaki dijital fırsat uçurumunun kapatılmasına katkı sağlanmış olacak. Projede seçilen her köy için bölgenin fırsatları belirlenerek özel yönetişim ve eğitim modelleri oluşturulacak."
Louisa Vinton ise önce Türkiye'deki köylerin üretkenliğine, kreatif enerjisine dikkat çekti sonra, "Fakat çoğu zaman ürünlerini iç ve dış pazarlara ulaştırmak için ihtiyaç duydukları köprüden ve kentlerde yaşayanların kolaylıkla erişebildikleri dijital yeniliklerden yoksun kalıyorlar. UNDP olarak Trendyol ile kurduğumuz ortaklıkta, bu köprüyü oluşturmak için dijital araçları kullanmayı ve kimseyi geride bırakmadan köylerin refah düzeyinin artmasına katkı sağlamayı amaçlıyoruz" sözleriyle köylerden, dünyaya uzanacak köprüye işaret etti.