Geçen hafta İngiltere'deki ekonomik krizin günlük hayata yansımalarını yazdım.
Bu kez de KOBİ seviyesindeki işletmelerin durumuna ilişkin gözlemlerimi aktaracağım. Kamu borcu 2.5 trilyon sterlini aşan İngiltere'de umutlarını pandemi sonrasına saklayan işletmelerin bugünlerdeki en büyük sıkıntısı, devletten aldıkları Kovid yardımlarıyla birlikte artan borçları... İngiltere Maliye Bakanı Jeremy Hunt'ın 2 gün önce açıkladığı 55 milyar sterlin büyüklüğündeki yeni ekonomik tedbir paketinin de özellikle yüksek gelirlilere daha fazla vergi yükü getirmesi, işletmelerin sıkıntılarını daha da büyütecek gibi... İşler 'Dünya Kupası maçlarını izlemek için Katar'a gitmeyin' çağrısına kadar varmış durumda.
İşte size İngilizlerin 'polycrisis' dedikleri politik istikrarsızlığa bağladıkları, '1 pound bir dolar olur mu' tartışmalarının yaşandığı İngiltere ekonomisine işletmelerin gözünden bir bakış:
FATURALAR ÜÇ KAT ARTMIŞ
Pandemideki devlet yardımlarını geri ödeme stresine bir de maliyet artışları ve gelir düşüşü eklenmiş durumda... Londra'daki işletmeler artan enflasyonla panikleyen tüketicinin para harcamayı kesmesinden oldukça dertli. O yüzden tasarruf ve tüketimi kısıtlama önerisinde bulunan ekonomistlere çok tepkili. Elektrik ve doğalgaz faturalarında geçen yıla göre 3 kattan fazla artış var. Ancak gelirlerde artış değil aksine düşüş yaşıyorlar. Esnafın şimdilik bulduğu çözüm borç erteleme. Çoğu elektrik dağıtım şirketleriyle ya mahkemelik ya da müzakere masasında, borç ödeme planı çıkarmaya çalışıyor. Geçen yıl evinde ortalama 250-300 sterlin doğalgaz faturası ödeyen İngilizler bu yıl aynı miktarda doğalgaz için 900 ile 1200 sterlin fatura ödemek zorunda. İşletmelerin elektrik ve doğalgaz faturaları ise daha yüksek...
NİTELİKLİ ELEMAN YOK
Bir diğer önemli sorun da kalifiye eleman. Özellikle havaalanları, oteller ve restoranlar hizmet sektöründe çalıştıracak nitelikli eleman bulamamaktan şikayetçi... Kalifiye eleman sorunu daha havaalanında karşınıza çıkıyor. Daha önce Almanya seyahatimde şahit olduğum kayıp bavul vakasına, İngiltere'de de şahit olmam bir tesadüf değil diye düşünüyorum.
Hizmet sektöründeki eleman sıkıntısında İngiltere'nin AB'den ayrılmasının yanı sıra biraz da devletin sosyal yardımlarının ve vergi politikalarının payı olduğunu söylemek gerek. Zira çoğu insan, 'Çalışıp vergi ödedikten sonra elimde kalan para ile işsizlik maaşı ve kira yardımı aşağı yukarı aynı seviyeye geliyor. Çalışmasam daha iyi' anlayışıyla iş aramadığını dile getiriyor. Bütün bunlara bir de kira fiyatlarındaki artışlar eklendiğinde umutlar daha da kırılıyor. Bu sebeple Londra Belediyesi şu sıralar aylık 2000 sterlin ve üzerindeki kira kontratlarında fiyat artışını belli bir süre dondurmaya yönelik bir hazırlık içinde.
AKIL SAĞLIĞIMI KORUMAK İÇİN AÇIYORUM
Londra'nın merkezi noktalarından Gloucester Road'da turistlerin de uğrak yeri olan bir alışveriş caddesinde, hediyelik eşya mağazasının sahibi ile konuşuyorum. 'İşler nasıl gidiyor' dediğimde "Çok kötü dükkanı açmasam daha iyi" diyor. 'Peki, neden açtınız o zaman' dediğimde ise "Biraz akıl sağlığımı korumak, biraz da umutlu olmaktan vazgeçmediğim için. Şimdilik borçları erteliyorum, gel öde dediklerinde, ödeyebileceğim bir planla gelmezlerse, dükkanı bırakıp çıkacağım işin içinden" açıklaması yapıyor.
ŞUBELER TEK TEK KAPANIYOR
İngiltere'nin sembol kahve ve hızlı gıda markalarından Pret A Manger'ın şube kapatmaya başlamış... Üstelik ilk şubesini açtığı Victoria Street gibi marka için önemli bir caddedeki şubesini... Kirası çok yüksek olduğu için dükkân ağustos ayından bu yana boşmuş. Esnaf dört gözle İngiltere'nin Katar'daki Dünya Kupası'nda başarılı olmasını bekliyor. Hatta televizyonlarda 'Katar'da bir bira 12 sterlin, İngiltere'yi desteklemek için Katar'a gitmek zorunda değilsiniz' çağrıları yapılıyor. Kısacası İngiltere'de esnafın umudu şimdilik Dünya Kupası'nda olası başarıyla düzelen morallere gelecek tüketim ve ardından beklenen noel hareketliliğinde.
RAFLAR BOŞ YUMURTA YOK
Bu fotoğraf 18 Kasım Cuma gününden... İngiltere'nin en büyük market zincirlerinden birinde çektim. Markette yumurta rafları tamamen boş olunca görevliye sordum: "Ne zaman yumurta gelir bilemiyoruz. Zaman zaman böyle sıkıntılar oluyor, bugün de yarın da gelebilir. Başka bir markete bakabilirsiniz" dedi. Amacım bu fotoğrafla "İngiltere'de yumurta yok, bulunamıyor" demek değil. Perakendenin çok güçlü olduğu, tedariğin aksaksız yönetildiği İngiltere'de bazı sıkıntıların yaşandığını, bunun artık günlük hayatın bir parçası haline geldiğini ortaya koyması...