Emekli bir albay ve eski CHP milletvekili olan Dursun Çiçek, katıldığı canlı yayında, "Cumhurbaşkanlığı seçiminde Millet İttifakı'nın kazanması için ikinci turda HDP'ye bir iki bakanlık vaat edilebilir" ifadelerini kullandı.
Terörle mücadelede geçmiş olması gereken yıllar ve "Atatürk'ün kurduğu parti" olmakla övünen partiden milletvekilliği sonrası aklına gelen en parlak fikir, HDP'den kendi ifadesiyle "sicili temiz" birkaç kişinin bakan yapılabileceği oldu. Hem terörle mücadelenin geçmişte nasıl yapıldığına hem de Atatürkçülüğün nereye getirildiğine dair önemli işaretler barındıran bu tavır üzerinde durmayı gerektiriyor. Nitekim CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin de bu sözlere destek vermekte gecikmedi: "TBMM yasama organı, burada başkanvekilliği yapan bir insan, neden bakanlık yapmasın."
Aslında Çiçek'in teklifi malumun ilamı. Zira CHP artık HDP ile ittifakını gizlice yapmıyor. Ne var ki İYİ Parti, CHP kadar "cesur" değil. Çünkü hâlâ korumaları gereken bir "milliyetçi" imajları var. Maskenin yaldızı dökülürken yavaş ve dikkatli olmalılar ki yarın öbür gün HDP'ye bakanlık dağıtmak zorunda kalırlarsa başları çok ağrımasın.
Sizce HDP'ye hangi bakanlık verilirse Kandil daha mutlu olur? İçişleri mi, Dışişleri mi? Hatta belki Savunma Bakanı HDP'li olmalı! Yoksa Orman Bakanlığı'nı mı verseler de PKK nereyi yakacağını bakanlıkla işbirliği içinde mi çözse dersiniz?..
Başkan Erdoğan'ı yıkma aşkıyla bir araya gelenler, ülkeyi çökertmeye razı olacak hale gelmişler. İYİ Parti seçmeni gerçekten İYİ ise bu oyunu bozar. Gezi kalkışmasında Öcalan ve Atatürk posterlerini yan yana getiren akıl, CHP'yi istediği gibi "pişirdi". Sıra İYİ Parti'de...

***

İSRAİL 'APARTHEİD DEVLETİ'
Medyamızda pek ses getirmedi ama geçen ay İsrail'in gerçekten canını sıkabilecek bir gelişme yaşandı. Dünyanın en bilinen insan hakları kuruluşu olan İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch), "Bir eşik aşıldı" başlıklı 213 sayfalık raporuyla İsrail'in artık "apartheid devleti" olduğunu ilan etti.
"Devlet onaylı sistematik ırkçı ayrımcılık" anlamına gelen apartheid, daha çok Güney Afrika Cumhuriyeti'ndeki eski ırkçı politikalarla gündeme gelen bir kelime olsa da sadece oraya özgü değil. Üstelik bir devletin bu suçla itham edilmesi, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına da yol açabiliyor. Nitekim İnsan Hakları İzleme Örgütü de raporunda Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısının apartheid ve zulüm suçlarına inandırıcı bir şekilde karışan kişileri soruşturması ve kovuşturması gerektiğini söylüyor.
Bu gelişme, İsrail'in uluslararası alanda yaşayacağı baskıları artıran önemli bir adım ve son bir aydaki zulmün eskisi gibi sürdürülemeyeceğinin, ipin eninde sonunda kopacağının işaretlerinden birisi olarak kabul edilebilir.

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz