Kardeşlerimizi vurdular. Yine bir Ramazan günü vurdular. İsrail barbarlığının Müslümanlar arasında birlikteliğin en zirvede olduğu Ramazan ayını ve Kadir gecesi öncesini seçmesi elbette tesadüf değildi. Nitekim tüm uğraşları geri tepti, ertesi gece 90 bin kişi birlikte Aksa'da namaza durdu. İsrail'e, 'kıyam'ın ne olduğunu öğretecek bir kıyamın yaklaştığını şahsen hissediyorum ve dua ediyorum ki bu gözler hayattayken şahit olsun ve bir parçası olsun.
Türkiye, Ürdün ve Katar ile birlikte İsrail'i resmi olarak kınayan ilk ülke oldu. Ne var ki birileri anında "Kınama yetersiz; daha fazlasını yapmalıyız" diye kendini ortaya attı. İş başa düşünce ilk topuklayacak bu güruh, sanki İsrail sorunu AK Parti döneminde çıkmış gibi kendi ülkelerini kınama yarışına girdiler. Bildiklerim sırayla şöyle:
İsrail'le uzun süredir diplomatik bir ilişkimiz yok. Bunun en büyük sebebi ise Hamas yetkililerini koruyup kollayan tek ülke olmamız. Malumunuz Katar dahil hiçbir Arap ülkesinde barınamayıp ülkemize sığınmışlardı.
Yine İsrail'in başını çektiği Mısır darbesi sonrası, Mısır'dan kaçan muhaliflerin de büyük oranda sığındığı tek ülkeyiz.
Nerdeyse tüm Arap ülkeleri bugün İsrail ile anlaşma imzalama sırasına girmişken, Erdoğan'ın "One minute" çıkışından Birleşmiş Milletler çatısı altında "İsrail'in sınırları neresidir?" diye sormasına değin Kudüs aşkını kimseye kanıtlaması gereken bir lider olmadığını da biliyorum.
Bildiğim başka bir şey daha var. Sosyal medyada birkaç poz ve sloganla sizi kandırıyorlar. Hem de fena kandırıyorlar:
Evlerinde bir vakit namazına imamlık etmektense, duvar diplerinde gıybet etmeyi seçen adamlara fazla kıymet vermeyiniz.
Suudi Arabistan fonlu Independent'ta, Siyonist dostu Prens MbS'den dolarla maaş almayı bilip bize mücahidlik taslayanlara fazla kıymet vermeyiniz.
Çok güzel "Bi'r-ruh, bi'ddem, nefdik ya Aksa" diye haykırıp, herhangi bir belediyeden alacağı aksasa davaya sövmeye başlayanlara fazla kıymet vermeyiniz.
Size afili cümlelerle adaletten şaşmamayı öğütleyip, başkalarına iftira atmakta önü çekenlere fazla kıymet vermeyiniz.
Kitabın ortasından yazayım: Bu yukarıda anlattığım İslâmcı görünümlü fitnebaz tayfası, 7 Haziran öncesi Erdoğan'ı bırakıp, Davutoğlu'na yanlayan menfaatperestlerdir.
Ben 7 Haziran sonrasını unutmadım. Batı medyasındaki yayınlar içinde, "21. yüzyılın Selahattin Eyyübi'si son durakta durduruldu" manşetini ve iskelesinde Erdoğan'ın durduğu, üzerinde Mavi Marmara yazan geminin karaya vurduğunu gösteren karikatürü de unutmadım.
O yüzden bugün, "21. yüzyılın Selahatin"ine karşı onu devirmek isteyen İslâm düşmanlarıyla işbirliği yapıp, aynı anda Filistin duyarı kasmayınız. Yemezler!
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz