Aksa merkezli İsrail saldırıları sürüyor. Dün 10 çocuk dahil 28 kişinin şehit olduğu bilgisini aldım. Haberleri takip etmeye korkuyorum ama Ramazan Bayramı bile bu barbarlığın durmasına yetmeyecek sanırım.
Biz burda gelen görüntü yağmuru altında sıkılmış yumruklarımız ya da semaya açılmış ellerimizle çaresizliğimizden utanırken, Batı medyası yine en iyi bildiği işi yapıyor: Yalan ve manipülasyon.
Örneğin New York Post, 10'u çocuk 28 kişinin Gazze'den atılan roketlerden ötürü öldürüldüğünü "haber" yapabildi. Başlık şöyleydi: "Hamas, Kudüs'teki çatışmalardan sonra İsrail'e yeni saldırı başlattı."
İsrail'in kadın-çocuk demeden tüm sivillere saldırması, silahsız masumları öldürmesi "ÇATIŞMA" ama Gazze'den atılan ve kimseyi öldürmeyecek kadar zayıf olan o roketler "SALDIRI" olarak niteleniyor. Aksa'da eli silahlı olan sadece İsrail askeriyken ve çocuklara bile kıyarlarken, sanki ortada bir güç dengesi varmış gibi "ÇATIŞMA" kelimesini seçiyorlar.
Bunu yapan sadece NY Post da değil. Reuters'dan Associated Press'e, hangi uluslararası yayın yapan ajansa baksanız, İsrail'i bilinçli olarak kayıran o sözcük seçimlerini bulursunuz.
Dünden yine kan donduran bir örnek vereyim. Reuters'ın haber başlığı: "Kudüs kaynarken, Filistinliler İsraillinin arabasına taş attı, araç kaza yaparak çarptı."
Olayın aslı ne: İsrailli bir cani, aracını Filistinli sivillerin üzerine sürüyor, onları eziyor. Canlarını kurtarmak için taş atanlar ise Reuters tarafından saldırgan olarak yansıtılıyor. O İsrailli ise "masum kurban"!
Bahsettiğim detaylar dikkatinizi çekti mi bilmem ama bu ince nüanslar gazetecilik eliyle halkların istenilen yöne doğru ilerletilmesinin kilididir. O yüzden yandaş gazetecilik görmek isteyen, Reuters'dan BBC'ye muhabirlerin / moderatörlerin nasıl doğru kelimeleri seçmek için kıvrandığına baksın. Çünkü söz konusu İsrail ise gazetecilik teferruattır!
***
ABD'DEN MASALLAR
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Edward Price, hatırlarsanız Boğaziçi Üniversitesi'ndeki olayların ilk günlerinde video yayınlayıp hem öğrencilere hem de eşcinsel harekete desteklerini açıklamıştı.
Aynı Price'a dün basın odasındaki gazeteciler, Aksa'yı sordu. Gazze'den atılan roketleri kınayan Price'a, Filistinli bir gazeteci, "Çocukların öldürülmesini kınıyor musunuz?" diye sordu. Price, tüm bilgilerin elinde olmadığını söyleyerek lafı yuvarladı. Ve neticede kıymetli İsrail'ini korudu.
Boğaziçi olayları ile Aksa'daki saldırıyı düşünün ve sonra Amerika'nın tepkisini kıyaslayın. "ABD'nin demokrasi masalı" bu kadardır işte.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz